Tanrı şahidimiz biz birbirimizden çekinmeyiz, cinsiyet kavramını bu çevremizde hiç hissetmedik. En samimi arkadaşlarım genellikle erkek arkadaşlarım oldu. Bu ortamdaki kızlarla ne paylaştıysam erkek arkadaşlarımla da onu paylaştım. Bazen yer kalmadı yoldaşlarımızla beraber uyuduk biz.
Kitabı alırken son anda, aceleyle Nilgün Marmara diye koydum sepete. Merak ettiğim, hiç okumadığım bir şairdi. Kitap gelince fark ettim, üzüldüm de tabii ama okuyunca iyi ki dedim iyi ki almışım. Dış görünüşe aldanmamak lazım azizim!
Nilgün Marmara'nın günlüğünden yazılmış kısa bir kitap. Günlüğüne yazdığı, yaşadığı anlara ait içini döktüğü
Nilgün Marmarayı hiç tanımam, hiç bir şiirine denk gelmedim. Açıkcası bir 1000k üyesi sayesinde bu eserle tanışıp bu mükemmel kadını tanımak benşm için büyük bir verinimet oldu. Buradan bu eseri okuyan arkadaşa selam olsun iyi ki alıntılara denk geldim. Kesinlikle herkesin alıp okuması gerekn bir eser. Kısaca bu eser günlükler ve mektuplar dan oluşan Nilgün Marmaranın kendisinden öğreneceğiniz birkaç bakış açısını anlatan bir kitap. Ben severek okudum, zeki ve hayalperest bir yazarın kendinden vazgeçmesi ve oldukları yazarlık intiharlarından etkilenerek erkenden gidişi gerçekten çok üzücü. Keşke Ece Ayhan, İlhan Berk gibi yazarla konuşmaktan, dostluk kurmaktan ve diğer Cemal Süreyya gibi yazalara hayran bir kadına bu kadar çabuk veda etmesek. Okurken vedalaşmak zor geldi bana geride kalan ailesini düşünemiyorum. Nilgün Marmara her daim şiilerinle yaşayacaksın...
Yaşamın kıyısında .. “Hayatın Kıyısında, yaşam ve ölüm, umut ve keder, ışıltı ve karanlık hakkında bir hikâye. Ancak hepsinden öte, bir aşk hikâyesi ve ben, Violet ile Finch’e onlar birbirlerine kapılmadan çok önce gönlümü kaptırdım. Bir çan kulesinin tepesinde başlayan harika, zarif ve cesur yolculukları yüreğinizi burkacak ve hayatta olmanın anlamını hatırlatacak.”