Geçip gider ağaç, gider sis, geçer yağmur, geçip gider kadınlar, gider bedenler varoluşumun herhangi bir anında, yaşamın yok olduğu bir zamanda dipdiri bir orman besliyorum şimdi. Dişlerim kamaşıyor. Sis, belli belirsiz bir çizgide yaşamın boyutlarını aşıyor, katılmak için sonsuz bir şiire, iteliyor kendini boşluklara. Elime batan dikenin akıttığı bir damla yağmur, dilimde çözünerek bir başınalığımı bırakıyor ardında.
Sayfa 32