"Yıllar yılı aynı taraftan rüzgar yemiş bir ağacın o tek yöne doğru eğrilmiş, zayıflamış,yamuk duruşundan kurtulmak, sırtını dikleştirmek istediyse de çabası boşa gitti. Yere doğru çekiliyor, kamburun altında her zamankinden fazla eziliyordu."
İnsana gerekenin hepi topu bu kadardı zaten. İhtiyaçlarında ifrata kaçmadan, dengeli gidene yeter de artardı helalinden kazanılmış birkaç kuruş! Hem rızık Allah'tandı, öyle uygun görmüş, öyle vermiş.
"Ölenlerin ardından avuç içiyle yanaklarını döven, yanaklarını yırtan ve câhiliye âdeti olarak bağırıp feryat eden kimse bizden değildir."
(Buhârî, Cenâiz, 35)
Ruhları sıkıştıran enlemler ve boylamlar arasındayken konuşmak ve anlaşamamak,insanın en kadim mutsuzluğudur oysa. Kitabın arkadaşlığı, böyle böyle keşfedilir...