Asıl adı Mahmud Abdülbâkî olan Divan edebiyatı şâiridir. Sultanüş'şuâra (Şairler sultanı) olarak anılmış, Türk edebiyatının en önemli isimleri arasında yer almıştır. Medine ve İstanbul illerinde kadılık yapmış, Anadolu ve Rumeli eyaletlerinde kazaskerlik görevinde bulunmuştur.
Aslında fakir bir ailenin çocuğu idi, babası müezzinlik yapıyordu. Çocukluğunda saraç çıraklığı yapmıştır. Orhan Şaik Gökyay, Baki'nin "saraç" (koşum ve eyer takımları yapan ya da satan kimse) çıraklığı değil, "serac" (camilerde kandillerin yakılmasından sorumlu kimse) çıraklığı yaptığını iddia etmiş ve eski imlası aynı olan iki kelimenin yanlış okunmasının yol açtığı hataya işaret etmiştir.[2] Eskiden kandillerin camilerde yegane aydınlatma aracı olduğu göz önünde tutulursa, özellikle çok sayıda kandilin bulunduğu büyük camilerde seraclık önemli bir görevdi. Baki'nin babasının Fatih Camii'nde müezzinlik yaptığı anımsanırsa, kendisinin de aynı camide serac çırağı olması ihtimali gerçekten kuvvetlidir. Nitekim pek çok akademisyen şairin saraç çıraklığı değil, serac çıraklığı yapmış olduğu görüşünü daha doğru bulmaktadır.[3] Eğitime, ilme olan büyük tutkusu fark edilmeye başlanınca ailesi medreseye devam etmesine izin vermiştir, zira başlarda medreseye kaçak, ailesinden gizli gitmekteydi. Gayretleri ile iyi bir eğitim görmüş, dönemin ünlü müderrislerinden ders almıştır. Eğitimi boyunca şiire olan ilgisi giderek artmış ve güçlü kaleminin ünü de yavaşça yayılmaya başlamıştır. Eğitimini tamamladıktan sonra çeşitli medreselerde müderrislik yapmıştır. Kanuni Sultan Süleyman tarafından İstanbul'a getirtilen şair hayatı boyunca çeşitli dönemlerde devlet hizmetinde bulundu, kadılık, kazaskerlik gibi makamlarda görev yaptı. Yaşlılığında Şeyhülislam olmak isteyen Baki bu makama getirilmemiş. 1600 yılında, İstanbul'da öldü.
Bâki'nin Saray'a hep bir yakınlığı olmuştur. Özellikle Kanunî Sultan Süleyman ile yakın ilişkileri olmuş, padişah sık sık kendisine iltifat etmiştir. Daha sonra II. Selim ve III. Murat zamanlarında da hem saraydan hem halktan büyük bir itibar ve ilgi görmüştür. Vefatından önce bu kadar ilgi ve alâka gören sanatçı sayısı azdır, o ise vefat etmeden "Sultanüş'şuâra" yani "Şairlerin Sultanı" diye anılmaya başlamıştır.
divan edebiyatı'nın en önemli şairleri arasında yer alan, gerçek ismi mahmud abdulbaki olan, baki adlı bu şair; kendi döneminin aksine ilahi konulardan ziyade, daha beşeri konulara eğilmiştir.
kanuni sultan süleyman'ın şairi olarak tanınan baki'nin, yazmış olduğu kasidelerin, musammatların, gazellerin, kıtaların, matlaların bir araya getirilerek yayımlandığı divan adlı bu eser, türkçe dili ve şiiri açısından nadide kaynaklar arasında gösterilmektedir.
divan edebiyatı'na özel bir ilgilniz yoksa, sizi sıkabilir. iyi okumalar.
DivanBâkî · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2015127 okunma
Merhaba kitap dostları
Abdulbaki' nin" Divan "eserini okumak güzeldi...
Eğer kaside,gazel , Farsça şiir,musamat sevmiyorsanız okurken sıkılabilirsiniz ...
Sayfa 408'e kadar keyifle okudum , sayfa 408'den itibaren Roma rakamları ve işlevsel sözlük açıklamalarıyla kafam birazcık karışmış olsa da Divan edebiyatından, Osmanlı edebiyatından keyif aldığım için pek sıkılmadım...
Divan ve Osmanlı şairlerinin büyük üstadlarlarından Abdulbaki' nin bu eserini okumak ayrıcalıklı geldi bana ... Umarım sizlerde öyle düşünürsünüz...
Tüm kitap dostlarıma keyifli vakitler diliyorum...
DivanBâkî · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2015127 okunma
Baki divanını düzenli okuyamadım . Ve bunun için rahatsızlık duyuyordum.Bazı beyitlerden bu denli etkilenip kitabı uzun süredir elimde tutmam arasında bir tezatlık var. Baki aşktan güzellikten nasıl bahsedeceğini iyi biliyor . Ve bunu yaparken hırsla yapıyor , sesi yüksek çıkıyor. Divan’ın ilk sayfalarında Sultan’a övgüler yağdırıp devamında aşktan şaraptan bahsediyor.Özgüvenli belki biraz egoist. Tasavvuftan mahrum bırakıyor beni . Naçizane hadsiz bir görüş belki ama ben divan şiirini tasavvufla daha çok seviyorum . Daha çok anlam kazanıyor. Ve aradaki gerginliğin sebebini de buna bağlıyorum. Aşk yolunda baş gitsin ama baştan aşk ve heves gitmesin diyen Baki ile bu sebepten muhabbeti ilerletemiyoruz . Kasım 28 / Salı
DivanBâkî · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2015127 okunma