Barış Bıçakçı 1966'da Adana'da doğdu. Hüseyin Kıyar ve Yavuz Sarıalioğlu ile birlikte, Ocak 1994 ve Ekim 1997 tarihlerinde iki şiir kitabı yayımladı. İlk romanı Herkes Herkesle Dostmuş Gibi (2000) yılında İletişim Yayınları tarafından yayımlandı. İletişim Yayınları'nca yayımlanan diğer kitapları: Veciz Sözler (2002), Aramızdaki En Kısa Mesafe (2003), Bizim Büyük Çaresizliğimiz (2004)
Sinema-edebiyat ilişkilerindeki başarılı yapımları, tavsiye film listesi haline getirmek için öncelikle
Edebiyat Atlası ‘ndan bir alıntıyı daha önce paylaşmıştım.(#46533729)
Romanlardan sinemaya aktarılan filmlerde eserin aslına ne kadar sadık kalındığı yoruma açık olmakla birlikte
2023 benim için bol bol kitap okuduğum bir yıldı. Yılın ortasında bir kaç ayı boş geçtim, hatırlıyorum. Hatta hedefi tutturamayacağımı düşündüm bir ara. Ama neyse ki toparladık :)
Bu yıl ağırlıklı olarak ne okudum bakalım- bir yazarı sevdiysem, otomatiğe bağladığım için hızımı alamayıp tüm kitaplarını bitiriyorum :)
Ağırlıklı olarak bu yıl
Hakan Günday kitaplarını bitirmişim mesela. Ha önyargımı da bu yıl yıktım bu yazarla ilgili. Sonra bir çok yeni ve bilmediğim yazarla tanışmışım-
Mine Söğüt mesela. Beni o güzel, gotik temalı kitaplarıyla kendine hayran bırakmış. Şiir kitaplarından özellikle
Aleister Crowley tanımışım mesela :) Tek bir tarzda değil okuduğum kitaplar, anlaşılan her şey denemişim. Bu çok keyif verici bir şey , siz de deneyin derim :)
Bazı underrated şair ve yazarları keşfetmişim mesela -
Cihan Oğuz gibi.
Psikoloji alanında da bir çok fikir edindiğim kitaplar varmış listede.
Barış Bıçakçı gibi beyin yakan tarzlarıyla dikkat çeken yazarlar keşfetmişim :)
Mehmet Özkaya gibi gelecek vaat eden genç bir şairi tanımışım mesela.
Burada ismini yazmadığım daha bir sürü yazar ve şair var, ama keşfettiğim her yeni kitapta aslında kendimi daha çok keşfetmişim onu anladım.
2024 için şimdiden bir sürü kitap ayırdım okunacak ve sabırsızlıkla bekliyorum :) Nice okumalara ve alıntılara 1000k la birlikte :)
2+1
Ender, Çetin ve Nihal'in hikayesi. Bir de Fikret var. O da Ender ve Çetin'in liseden arkadaşı. Ailesini bir trafik kazasında kaybeden Fikret, cenaze işlemlerinden sonra yurt dışına dönmek zorunda kalır. Ama kız kardeşi Nihal üniversite okuduğu için onu yanına alamaz. Ve kardeşini eski arkadaşlarına emanet edip Amerika'ya gider. Hikaye böyle başlar.
Bu roman aracılığıyla Barış Bıçakçı ile ilk kez tanışmış oldum. Çok memnun oldum, beğendim. Hatta daha önce neden okumamışım diye de hayıflandım.
Kitabın konusu, anlatım şekli, ilerleyişi çok güzeldi. Ender'in dilinden anlatılıyor kitap, ama normal anlatım değil. Çetin'e içini döker gibi anlatıyor. Özellikle buna bayıldım.
Öncelikle yalnızca yüz sayfalık bir kitap ve bir çırpıda okunuyor. Baş kahraman kitapçı Rıfat çok aşina olduğumuz içimizden biri gibi ve onun şahsında roman, sinema ve müzikten bir çok güzel ayrıntı ile süslenmiş akıcı bir eser. Hepimizin yaşadığı duygular ve olaylar içerisinde insanın kendini arayışı akılda kalıcı şekilde işlenmiş. Sıkılmadan okuyabileceğiniz güzel bir seçenek tavsiye ederim.
Bir apartmandaki bütün dairelerin zillerine basıp sonra başka bir binanın arkasına koşturup ev sahiplerinin gergin halini izleyen muzip bir çocuk Barış Bıçakçı. Eğer tek cümleyle yazarı tarif et deseydiniz böyle bir cümle kurardım.
Kitapla tanışmam
İpek Demirer ‘ın harika incelemesi ile oldu. Eğer öyle sevimli, bir o kadar