Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Başak Bıçak

Başak BıçakMonarşiden Cumhuriyete Modernleşme yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
0
Okunma
0
Beğeni
427
Görüntülenme

Hakkında

Başak Bıçak, lisans eğitimini İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tarih Bölümünde tamamladıktan sonra aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Fakültesinde Türkiye Cumhuriyeti Tarihi alanında yüksek lisans yaptı. “Fransa’da Üçüncü Cumhuriyet Dönemi ve Türk Modernleşmesine Yansımaları” isimli tezini bitirmesinin ardından uzun yıllardır ilgilendiği sinema alanına yönelen Bıçak, önce 2012 yılında Öteki Sinema’da, Beyazperde.com’da ve Film Arası Dergisi’nde sinema üzerine yazılar kaleme almaya başladı; ardından 2015-2020 yılları arasında Akşam Gazetesi’nin sinema yazarlığını görevini üstlendi. 2017 yılında, Madrid Complutense Üniversitesi Fransız Çalışmaları Doktora Programına kabul edilen Bıçak, halihazırda doktora eğitimine devam ediyor.
Unvan:
Yazar
Doğum:
İzmir, Türkiye, 1987

Okurlar

2 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Ziya Gökalp'in söylediği Türkleşmek ve İslamlaşmak'ın üzerine asıl sorun olarak hangisine hizmet edilmesi gerektiği düşüncesini öne süren Akçura, etnik akrabalık ve dil esasını öne alarak ideolojisinin tamamını bu esaslara dayandırmıştır.
Akçura'nın Üç Tarz-ı Siyaset adlı makalesinde milli oluşum düşüncesine vurgu yapması ve giderek millet fikrine daha fazla sarılmasının kökenlerinde Fransız tarihçi Albert Sorel'in olduğu görülür ve onun milliyetçiliği kuşkusuz Cumhuriyet ideolojisine daha yakındır.
Reklam
Gökalp'in (...) düşünceleri modern milliyetçiliğin temsilcisi olmaktan çok onu, İslami modernizmin milliyetçi kadrosuna mensup bir fikir adamı haline getirmektedir. Çünkü o İslam ile Türkçülük arasında bağlar kurarken, Akçura milliyetçiliğinde, dinin düzenleyiciliğini reddeder ve bu bakımdan Cumhuriyet milliyetçiliğine daha yakındır. Onun din ile milleti birbirinden ayırmaya çalışması, çağında artık dinin temel etken olmaktan çıkması ve İslam'ı Türk ulusal kültür birleşiminin ikincil bir parçası saymasından ileri gelir ve bu açıdan Yusuf Akçura, Türkiye'de laik düşüncenin de öncülerinden biri olmuştur.
Türkçülüğün siyasi bir formül haline getirilip getirilemeyeceğini sorgulayan Akçura’da bu düşünce, bir siyasete dönüştürüldüğü takdirde Türklerden oluşan bir Türkiye'nin kurulmasını şeklini alacaktı. Osmanlı dışındaki Türklerin de katılımıyla böyle bir devlet "beyaz"larla "sarı"lar arasında bir tampon görevi olabilirdi. Bu noktadan sonra tarif ettiği üç siyasetten birini seçmeyi okuyucularına bırakan Akçura'nın kendisinin ise Türkçülüğü benimsediği aşikârdır. Öyle ki cumhuriyet yıllarında Türkçülük akımının hararetli bir savunucusu olan Akçura demek, aynı zamanda Türk Yurdu ve Türk Ocağı demek olacaktı.
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok