Hakkında
İlkokulu Yukarı Çayırardı Köyü’nde okudu. Orta ve lise tahsilini Gümüşhane İmam Hatip Lisesi’nde bitirdi. 1987 tarihinde Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nü kazandı ve 1991 yılında bu bölümden mezun oldu. Aynı yıl yüksek lisansı kazandı. 1992 yılında Gürcistan’da Batum’da Yüksek lisans tez konusuyla ilgili 5 ay süreyle araştırma yaptı. 1993’te “Osmanlı-Rus Savaşlarında Acaralılar 1774-1829” adlı yüksek lisans tezini bitirdi.1993 yılında Yüzüncüyıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde Araştırma Görevlisi olarak göreve başladı. Aynı yıl Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Yakınçağ Anabilim Dalında doktoraya başladı. 1999’da “Mülteciler Meselesi 1849-1851” adlı doktora tezini tamamladı.
2003 yılında Dumlupınar Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yrd. Doç. Dr. olarak göreve başladı. 2004-2005 öğretim yılında Başbakanlık Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi tarafından Afganistan Kabil Devlet Üniversitesi Dil ve Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümünde 10 ay süre ile Türk kültürü ve Türk tarihiyle ilgili ders vermekle görevlendirildi. 2009 yılında Gümüşhane Üniversitesi’nde çalışmaya başladı. 23.11.2011 tarihinde Yakınçağ Tarihi Anabilim Dalı’nda doçent oldu. 05.05.2017 tarihinde aynı anabilim dalına Profesör olarak atandı.
7 kitap, 17 tane ulusal ve uluslararası yayın gerçekleştirmiştir.
Unvan:
Akademisyen, Yazar
Doğum:
Gümüşhane, 1967
Okurlar
1 okur beğendi.
3 okur okudu.
7 okur okuyacak.
Sözler ve Alıntılar
Kamuoyu desteğini elde etmek hiç de kolay değildir. Macarlar, bu sempatiyi çektikleri büyük acı ve döktükleri kanla kazanmışlardır.
1848- 1849 Macar İhtilali'nin Rus ve Avusturya orduları tarafından bastırılması üzerine, başta Macar Kralı Lajos Kossuth olmak üzere bakanlar, üst düzey askeri ve sivil yöneticiler Osmanlı Devleti'ne iltica ettiler. Osmanlı'ya sığınanlar arasında çok sayıda Polonyalı da vardı.
Kendi içinde yıkılan her ülke, teslim olmaya mahkumdur.
Albay Kotona, kamp komutanıydı ve kampın denetiminden sorumlu olan Türk görevlisiyle sürekli iletişim halindeydi.
Bir Macar, Türk evine misafir olduğunda kendini evindeymiş gibi hissediyor ve en az altı çeşit yemekle sofrası donatılıyordu.
İletiler
Henüz kayıt yok
Yorumlar ve İncelemeler
