Ama Peder, o eşsiz ayetleri bir de sizin mübarek ağzınızdan duyarsam inançsızlığım bir kat daha artacak. İster misiniz onu birlikte okuyalım? Ruhumda inancın daha önceden yükselttiği tüm kaleler yıkılsın istiyorum. Geriye bir şey kalmasın. Kalbim sert bir kaya gibi üzerine kurulma şanssızlığında bulunmuş tüm yapıları temelinden devirsin. Okuyun Peder, okuyun da inançsızlığım daha da sağlamlaşsın. Taştan örülmüş duvarlar yıkılsın, bağlarım gevşesin, zincirlerim kopsun, tüm halkaları darmadağın olsun.
İnsan Tanrı'nın varlığını başkasına kanıtlayamaz, ancak kendine kanıtlar. Bu yüzden hiç kimse Tanrı'nın olduğuna inandırılamaz; olmadığına da ikna edilemez.
Din Peder, dünyanın acılarından doğuyor; yaşayabilmek için o acıları gidermeye hiç yanaşmıyor. Çünkü ifadesini onlarda buluyor. Dahası, o acıları gidereceğine söz verirken insanlara yalan söylüyor.
Düşmanlarım dostça bir çehre takınarak, ikiyüzlülükle, ellerinde kutsal kitaplar olduğu halde yanıma yaklaştılar. O ana dek kutsal kitapları okumamıştım. Onlar bize neye inanmamız gerektiğini bildirir, ama bunu açıkça söylemezler. Onlan okudum ve neye inanmamamız gerektiğini anladım. Demek ki ben Tanrı'ya kutsal kitapları okumadığım için inanmışım Peder. Okusaydım inanır mıydım hiç.