VERA
...
Korkuyorum sabahın
Bu son yıldızlarından
On bin yıl gibiydi ömrüm
Ben güzünde uyandım
Kışına bakar oldum
Poyrazın karnında buldum kendimi
Vera donuyorum artık
Sevecek değilim kimseyi
Vera inancım, dilim
Saçımda kışların
Dalımdan uçalı çok oldu kuşların
Bir iç çekişte
Kuyumun ipiydin ve
Belki de ömrümün
Yaşam merdiveni
YURTSUZ
Bulut gibi saf, temiz
Fakat yorgun teslim şimdi
Pencerenin buğusunda
Emanet sabahın ayazında
Sıcak, boğuk ve de bitkin
Dargın hayallerim sana
Acı bir çığlık, tütün dumanı
Tozlu yollarımda
Yorgun evsiz
Neredeyiz, hangi ellerde?
Bir bağ bozumu gönül
Çetin boyun büküşlerimiz
Uzak yarına
Yurtsuz dünüme
ESKİ
Eskidi bugün
Eski bir arabadayım
Her şey eskidi
Yaşamaktayım zamanın eskisini
Bir duman, delinmiş sis
Patlamalı sesler, ağıt
Bu düzen eskidi
Yorgun tekerlekler patlamış
Teklemekte çarklar artık
Sen de o da eskidi
Yarını eskittik sessizce
Çekiçlerin altında eskidi demir
Emeksiz kederli eskilik
MEKTUBUM
Mektubum o bilinmez kadına
Haber alamıyorum senden artık
Unutamadım seni, bil istedim
Bıraksın göğün toprağıma yağmur
Yandı gönlümün her bir yanı
Yarınım yok artık bu son gecem
Ya beni bu hâlden kurtar
Ya da ben öldüreceğim kendimi
...
...
Ben
Ben
Ben
Kızgın bir volkan gibi içten içe yanan ben
Şimdi yatmaktayım bu sessiz diyarda
Sense bakmaktasın bana
O gölgeler diyarında
Güneşle evliliğim bitmekte
Yok olmakta yeryüzü ve silinmekte gençliğim
Sen
Sen
Sen
Kor ateşlerden çekip alırken beni
Ben nereden bilecektim ellerinle eştiğin bu yeri
ACI ve ARMONİSİ
Kumlarla kaplanmış bir keder ağı
Ve henüz yeni kurumuş şakağı
Baharı yeni geçmiş belli, belirsiz, belki
Kavrulur güneş bu ‘gün denizinde’
Ruhun merdiveni kaç basamaktır?
Ben bu geçmiş diyarlar çölünün içindeyken
Neden seçmek zor seni, nasıl da yorulmuş kollarım
Yolun başı fakat hatırımda değil artık hayalin
Ne kadar da çok
DEMİRDEN ERİYEN
Yüreğim tutuştu ve ilk kıvılcım döküldü yerlere
Kimse dile getiremez çünkü içi köz ateş
Kimse de ulaşamaz ruhum bir kafes
Kurak ve tarihten yoksun bu ‘’kıvılcım’’
Tarih bir yoksul rüya ve öykünen bu nehir durgun
Derin bir okyanus önümde fakat ben doygunum deryalara
Yarınsa sıcak, kavruk bu günün her yanı paslı
Demir sıcak,