Seyyah, iki bilincin de aktörüdür. Farkındalığıyla ve anlamlandırma yetisi ile oluşan bireysel bilinci, toplum içinde yaşıyor olmasıyla ve gözlemleriyle de toplumsal bilinci kendisinde yaşatır.
Kitabın kendisi sosyolojik bir inceleme. Kitap, sosyolojinin genelde edebiyat özelde seyehatnameler ile ilişkisini kurarak başlıyor. Ardından İbn Batuta hakkında bilgi veriyor. Sonra da İbn Batuta'nın Tuhfetü'n-nüzzar fi Garaibi'l-emsar ve Acaibi'l-esfar (https://1000kitap.com/kitap/kitap--16461099 adlı eserinin incelenmesiyle devam ediyor. İnceleme, eserin önemi, Türk tarihi ve dili açısından, bilimler açısından, İslam medeniyeti açısından ele alınıyor. Ayrıca Anadolu'daki kültür dünyası, şehirler, merasimler, aktörler sosyolojik bir perspektif gözeterek ele alınmaktadır.
Yazarın tarih bilgisi, edebiyat yetkinliği (öykücülüğü) ve nihayetinde sosyolojik birikimi, kitabın dilini, anlaşılır kılmış. Hem estetik bakımdan hoş ve bilgilendirici bakımdan kıymetli yapmış. Okunası bir kitap.
Kelimeler ve şeyler programından yine öneri olarak duyup aldığım bir hikâye kitabı. İçerisinde 15 öykü barındıran 86 sayfalık bir eser. Yine okuduğum için vakit harcadığım için pişman olmadığım bilhassa iyi ki dediğim bir kitap oldu.
Zaman hızla akarken anlık yaşadığımız belki de gündelik hayatımızda çoğu kişide karşılaştığımız davranışlar, hareketler, duygular yazar tarafından öyle güzel aktarılmış ki. Anlattığı o an gözünüzün önüne sizi hiç zorlamadan geliveriyor. Bu yüzden yazarın çok iyi bir gözlemci olduğu izlenimi uyandırdı bende. Hem de çok iyi bir gözlemci. En ufak ayrıntıyı bile gözden kaçırmayan bir yetenek. Yazarın kendine özgü cümleleri sizi de düşündürecek. Seveceksiniz.
Okuduğum kitap içinde geçen kitap isimlerini de çok severim. Bu kitapta adı geçen ve merağımı celbeden İbn Hazm 'ın "Güvercin Gerdanlığı"oldu. Okuyacak olanlara tavsiye edilmeye değer bu kitabı akıcı okumalar.
Bizden hikâyeler var... Aslında hikâyelerde biz var... Kendiniz, arkadaşınız, aileniz, çocukluğunuz, gençliğiniz var. Kimi hikâyede babannenizle geçen samimi anlar, kimisinde küçüklüğünüzdeki mahallenizin hali, kimisinde arkadaşınızla geçirdiğiniz o heyecanlı anlar, kimisinde mahalledeki teyzelerden dinlediğiniz dedikodular kimisinde annenizin yaptığı “pişi”ler var. Edebiyat zaten bizi anlattıkça bizden olur, biz onu sahipleniriz bize ait olur. Artık yazarının olmaktan çıkar... Kesinlikle herkese tavsiye edeceğim bir eser, yazarın sosyolog olması eserde kişi, grup ve toplumun tahlilinin de yer almasını sağlamış. Eserde; göç, vefa-vefasızlık, aşk, hüzün hepsine dair hususlar var. #kitapşuuru