"Yeni yapılan camilerde minarelere karşıyım." dediğim zaman karşımdakinin bana dinden çıkmışım muamelesi yapmasına karşıyım. Bu biiiiirrr...
Güzel ve heybetli bir görüntüsü olduğu konusunda, ne kadar hemfikir olsak da deprem bölgesinde yaşıyor oluşumuz, bu estetik ve görkemli yapıları tekrar düşünebileceğimiz anlamına gelir sanırım.
Arkadaşlar dinin gereği olan şey, camilerdir minareler değil. Minare, efendimizden sonra yapılmış bir şeydir. Osmanlı zamanında geliştirilmiştir. Kalabalık arttıkça daha geniş alanlara ezan sesi ulaşsın diye, hâliyle daha yukarıdan seslenmek gerekmiş, bu vesileyle de minareler uzamıştır. Hoparlör kullanımından sonra bunlar, başlı başına estetik uzuvlara dönüşmüştür. Artık böyle bir ihtiyaç yok. Ses megafon aracılığıyla yükseltiliyor.
Fay hattı üzerinde ve bir caminin hemen yanındaki binada oturuyorsanız, "Her an bir deprem olabilir." gerçeğiyle yaşarken, minare oldukça büyük tehlike anlamına gelir.
Başka bir kastım yok. Ona bakılırsa benim dedem de hacıydı!
Hemen, aşırı basit ama aynı zamanda dahiyane çözüm önerimi de sunayım. Eskiler güçlendirilsin, yeniler kısalsın.
Not: Bir de kısa minarelerin ne kadar sevimli göründüğüne, dikkatinizi çekmek isterim.