Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Birgül Ayman Güler

Birgül Ayman GülerTürkiye'nin Yönetimi - Yapı yazarı
Yazar
9.3/10
3 Kişi
27
Okunma
1
Beğeni
621
Görüntülenme

En Eski Birgül Ayman Güler Sözleri ve Alıntıları

En Eski Birgül Ayman Güler sözleri ve alıntılarını, en eski Birgül Ayman Güler kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Küresel emperyalizmin başyardımcılarından biri etnik bölücülüktür.
Bunun adı üçüncü göz olsun diye mandacılığı çağırmaktır.
Gülten Kışanak, "Çözüm sürecinde demek ki bir problem var. Bir hakem lazım. Buna bir üçüncü göz lazım. Bunun kaçınılmaz olduğu kanıtlanmıştır," diyor.
Reklam
"Çözüm Süreci", Türkiye'de ulusal ve üniter devlet örgütlenmesini dağıtma sürecidir. Bu girişim, ülkemizde etnik topluluklar ayrışmasına ve buna hızla eklenecek mezhepler kopuşuna sürükleyecek bir girişimdir. Bu girişimin sağlayacağı ileri sürülen kalıcı barış, Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünün kaldırılması şarta bağlanmıştır. Hepimizin isteği terörün sona erdirilmesidir. Ama bunun bedeli milliyetlere ayrışmak ve toprakta egemenliğin paylaşılması ise, Türkiye kendinden vazgeçerek teröre teslim oluyor demektir. Bu ise terörün sona erdirilmesi değil, ülkeyi bir bütün olarak büyük teröre sürüklemek anlamına gelir.
AKP'nin seçim bildirgesi, Türk ulus-devletine düşmanlığın gözler önüne serilmiş bu son resmi belgesi, başkanlık rejimi adı altında eyaletler sistemine kapı açmış durumdadır. Bildirgenin 37. sayfasında söylüyor: "...Yeni Anayasa ile... Ademi merkeziyetçi bir idare sisteminin güçlendirildiği... Yeni bir siyasal sisteme..."
AKP, Türk vatandaşlığını silerek milleti ümmete dönüştürmeyi ve ümmeti de etnik gruplar temelinde bölge-bölge iktidara bulamayı hedeflediğini, artık açıktan açığa dile getirmektedir. PKK/HDP bu hedefin açık ortağı, (Y)CHP temsilcileri ise gerçek CHP'lilerin derin endişelerini görmezden gelerek gizli ortağı olmuş durumundadır.
Liberal solcuya göre "ulusal, evrenselin inkarı" olarak tu kaka olurken, dinciye göre evrenselcilik, kendi büyük dini konfederasyonunu kurmak için "kavmiyetçiliği aşıp Afrika'dan Arabistan'a ve Ortadoğu'ya uzanmanın" fırsatını sunmuştur. Slogan aklınıza gelmedi mi? "Küresel düşün, yerel davran!" Etnik bölücüler için tarihsel fırsat. Ortam o kadar uygun ki, hani neredeyse ya şimdi ya da hiçbir zaman!
Reklam
Türkiye ve Türkiye'ye benzer konumdaki diğer ülkeler, dünya ülkeleriyle karşılıklı bağları güçlü, yani bağımlılık durumu ortadan kaldırılmış bir konuma yükseltilmelidir. Bu, aynı zamanda dünya barışını güvence altına almanın da en etkili yoludur.
Ulusalcılık, küreselciliğin ortaya çıkışıyla birlikte, buna karşı direniş çizgisi olarak doğmuştur. Daha önceleri kullanıldığına rastlansa da, bu sözcük, 1990'lı yıllardan başlayarak ideolojik-siyasal bir duruşun adı haline gelmiştir.
Küreselciliğin emperyalizm olduğunu ve ancak ulusal mekanda direnişle püskürtülebileceğini ilan etmekte gecikmedi. Bu büyük bir ilandı; nitekim ulusalcılık yalnızca küreselcilerin değil, reformcu küresel direnişçilerle çaresiz yerel direniş yanlılarının hedef tahtası oldu.
Entelektüel sığlık, ulusalcılık düşmanlarının bir numaralı özelliğidir.
Reklam
Hedef etmişlere göre ulusalcılık bir dizi kötü şey: (1) Asimilasyon, inkar, imhacılık; yani ırkçılık, faşistlik, şovenizm; (2) Vesayetçi, askercilik, darbecilik, (3) Küreselleşen dünyaya sırtını dönüp içe kapanmak, yani Batı'ya sırtını dönmek, (4) Küresel serbest piyasacılığa karşı devletçilik, (5) Hepsiyle birlikte 1930'lar takıntısı! Ulusalcılara göre ise bu düşünce bir dizi iyi şey: (1) Küresel sömürgeciliğe direniş ve dünyadan eşit uluslararası ilişki talebi, (2) Ülkenin siyasal-iktisadi bağımsızlığı, (3) Kon/federasyonculuğa karşı üniter devlet, (4) Çok resmi dilliliğe ve çok-hukukluluk gericiliğine karşı ulusal vatandaşlık sisteminde yurttaşların eşitliği, (5) Laik cumhuriyetle özgürleşme, (6) Planla, gelir dağılımı adaletiyle büyük kalkınma.
Aslına bakılırsa ulusalcılığa yönelik küfürlerin çeşitleriyle çokluğu ve saldırıların şiddeti, zamanın çıkış yolunu gösteriyor. Bu çıkış yolu ulusalcılıktır. Ulusalcılık zaman dışıymış, dar kalıpmış, marjinal duruşmuş diyenleri bir tarafa koymak gerekir. Bu, zamanımızın ideolojisidir; her yönüyle örmeye ve yükseltmeye hız vermeli.
Ulus-devlet demek, Türk vatandaşlığı demektir. Ulus-devlet, kurucu yapıtaşı "bireyler" olan ve etnik-dinsel özelliği ne olursa olsun, ulusun bireyleri demek olan vatandaş/yurttaş kimliği üzerinde yükselen devlet kuruluşu demektir. Ulus-devlette etnik gruplar, dinsel-mezhebi topluluklar siyasal değil, yalnızca kültürel varlıklar olarak kabul edilirler.
...anayasaya "Türk" çıkıp "TC" girdiğinde, ardından başka anayasa maddelerinin değişmesi ve pek çok yasanın değişmesi gündeme gelecektir. Bu seferberlik, "başka bir devlet" ve "başka bir toplum" ilanı ve inşası anlamına gelir.
Anadillerin resmi dil olarak kabul edilmesi, devlet-toplum sisteminin değişmesi demektir. İster bölgesel çok resmi dilli, ister ülke genelinde çok resmi dilli olalım, şu anda yalnızca Türkçede olan ve başka dillerde ancak özel yasalar çıkarılarak yapılabilen eğitim, resmi dil olarak kabul edilen dillerin tümünde kendiliğinden yapılmaya başlayacaktır.
128 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.