Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bülent Tanör

Bülent TanörOsmanlı - Türk Anayasal Gelişmeleri yazarı
Yazar
Çevirmen
8.7/10
95 Kişi
527
Okunma
33
Beğeni
3.943
Görüntülenme

Bülent Tanör Gönderileri

Bülent Tanör kitaplarını, Bülent Tanör sözleri ve alıntılarını, Bülent Tanör yazarlarını, Bülent Tanör yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Osmanlı devlet ideolojisinin temel unsuru adalet fikri idi."Adalet mülkün (egemenliğin) temelidir" düsturu bunu anlatır.Osmanlı tarihçileri bunu bir "hakkaniyet çemberi" şeklinde (Daire-i Adliye-yi Osmaniye) şöyle şemalaştırmıştır: "Mülk ve devlet,asker ve devlet adamıyladır.Ve devlet adamı,mal ile bulunur.Mal,reayadan husule gelir.Reayanın ahvali adalet ile tanzim olunur." Biraz açmak gerekirse: a) Asker olmadan devlet ya da mülk (egemenlik) olmaz; b) Askere sahip olmak serveti gerektirir; c) Servet uyruklardan toplanır; d) Uyruklar ancak adaletle refaha kavuşabilir; e) Şu halde,mülk ve devlet olmadan adalet olmaz,ama adalet olmadan devlet de olmaz.
"Gerileme döneminde Osmanlı İmparatorluğu'nun devlet sistemindeki çözülme,hem merkez organlarının hem de taşra yönetiminin bozulmasında,kural ve kurumların yerini fiili durumların ve keyfiliğin almasında kendini gösteriyor.Öte yandan,feodal ve ulusal kaynaklı tepkiler de İmparatorluğun siyasal bütünlüğünü sarsmaktadır."
Reklam
Âyân adıyla anılan taşra zenginleri,14. yüzyıldan beri padişah buyruklarının taşrada uygulanabilmesi için zorunlu unsurlar durumundaydılar.1595-1610 yılları arasındaki karışıklık ve ayaklanmalar sırasında Osmanlı vergi ve toprak sistemi (tımar) değişime uğrayınca,âyânlar devlet topraklarını kiralayarak tımar sahiplerinin yerini almışlar,devlet ve hattâ kendileri adına vergi toplama hakkını elde etmişlerdi. "İş erleri" de denen âyânlar yörenin ileri gelenlerince kendi aralarından seçilir ve hükümet ile halk arasında aracılık rolü oynardı.1768'den sonra ise bunlar,yüklü paralar karşılığında,bulundukları yer valisince atanır oldular.Böylece,halkı korumak yerine,verdikleri parayı çıkarabilmek için onu ezen bir derebeyi ve mütegallibe kesildiler.
Her mutlak monarşi gibi Osmanlı Devleti'nin de iyi yönetilebilmesi,bir ölçüde,hükümdarın kişilik ve yeteneklerine bağlıydı.Oysa,15. yüzyıldan itibaren birbiri üstüne yığılan birçok olumsuz etken hükümdarlık kurumunu zaafa uğratmıştı.Tahta geçmek ya da tahtta kalmak için başvurulan saray entrikaları,işlenen cinayetler,kardeşlerini öldürme "hakkı"nın kurumsallaşması,geleceğin padişahlarının dış dünyadan kopuk yetişmeleri vb. En üst yönetim yerindeki istikrarsızlık da buna eklenmelidir.Örneğin,Kanuni Sultan Süleyman döneminden 18. yüzyıl sonuna kadar dört sultanın öldürülmüş,beşinin de tahttan indirilmiş olması,kişisel iktidarın fiili sınırlarını gösteren bir olgu olmanın yanısıra devletin üst katındaki sallantıların da kanıtıdır.Bunlardan tahtta kalabilenlerin asıl amacı, "feodal bir anlayışla toprakları elde tutmak uğruna" ülke bağımsızlığından ya da halkın ekonomik çıkarlarından ödünler vermek olacaktır.
Güncel Durum Kaydı
Anayasa finali için temel maiyetinde
Osmanlı - Türk Anayasal Gelişmeleri
Osmanlı - Türk Anayasal Gelişmeleri
'ne başladık.
Batı Felsefesi Tarihi Cilt 1
Batı Felsefesi Tarihi Cilt 1
kısa süreliğine askıya alındı. The Novel's Extra okuması devam ediyor.
Sefiller
Sefiller
'e en az 2 ay daha devam etmeyeceğim gibi duruyor.
"Ekonomi açısından Osmanlı 17. ve 18. yüzyılları gerileme ve çöküntü dönemidir.Esas olarak tarıma ve fetih gelirlerine dayalı ekonomik yapıdaki çöküntünün başlıca göstergeleri,toprak rejiminin (dirlik düzeni) bozulması,vergide iltizam usulünün ortaya çıkması,üretimin düşmesiydi.Başlıca sosyal olgu ise köylü üzerindeki baskı ve yükümlülüklerin artması,bu kesimin iyice güçsüzleşip yoksullaşmasıdır.Anarşik ortam ve ayaklanmalar da toplum yapısındaki dağılmanın kesin belirtileridir.Ekonomik çöküntü,dirlik ve vergi düzeninin bozulması ve buna bağlı olarak tımarlı sipahi örgütünün felce uğraması,tarıma ve fetih kazançlarına dayalı devletin de ekonomik ve askeri kaynaklarını kurutmaktadır."
Reklam
Türk ulusçuluğu, toplumsal geriliklerin nedenlerini daha çok içerde bulmuş, gelenekler karşısında eleştirici ve değiştirici olabilmiştir. Bunda, ümmetçi ideoloji ve Osmanlı ile kavgalı olması kadar, Batı'ya karşı bir eziklik duygusu duymamasının da payı vardır. Arap dünyasında ise geriliklerin nedeni daha çok dışarıda aranmıştır: Yahudilik, Hıristiyanlık, Moğollar, İran, Türkler, kapitalizm, sömürgecilik, emperyalizmine vb.
Batı emperyalizmine karşı olan ulusçuluk, Batı düşmanı değildir; hatta Batıcıdır, Batılılaşma (çağdaşlaşma) yanlısıdır. Ayrıca, antiemperyalisttir ama antikapitalist değildir.
“Bina-yı devleti tamire çalıştığımız sırada siz âdeta yıkmak istiyorsunuz…”
Mithat Paşa’nın takririKitabı okuyor
Köleler yine de, örneğin ABD'deki zencilerden farklı ve daha iyi bir statüye ve sosyal yükselme olanağına sahiptiler (padişah damatlarının bile çoğu satın alınmış esirlerdi). Köle olmayan ama toprağa bağlı köylüler ile erkek egemenliği ve din baskısı altındaki kadınlar ise çok daha kötü durumdaydılar.
Sayfa 76 - YKYKitabı okuyor
303 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.