Kendi duygularımızı kendimizin yarattığının farkına varmalıyız, eğet çektiğimiz sıkıntılardan dolayı başkalarını suçlamaya devam edersek hayatımız sadece suçlamalardan ve savunmalardan ibaret hale gelir.
“Aslında, teknoloji geçmişimizi anlamamıza yardımcı oldu ve geleceğimizin yolunu belirliyor: ‘Asıl soru, geleceğe hazır mıyız, insan dönüşüme ne kadar hazır?’ İnsanı şimdiye kadar düşünülenden daha farklı bir insan anlayışıyla ele almaya, dönüşümün odağına insanı koymaya hazır mıyız?”
Yapılan gözlemler, çok uluslu şirketlerin özellikle bir kurum kültürü oluşturabilmiş olanlarının(toyota,xeros gibi) elde edilen başarıları ile birlikte kurumsal bir ideoloji edindiklerini, bu kurumsal ideoloji nedeniyle bir işletme körlüğü yaşadıklarını ortaya koymuş. Bu ideolojilerin hu şirketlere büyük kazanımlar sağladığını elbette görmezden gelemeyiz. Ancak her ideoloji ister siyasi ister ekonomik olsun beynimizde lokal bir anestezi neden olur.
Ego, insanların birlikte etkili bir şekilde çalışmalarının önündeki en büyük engellerden biridir. Egonun sorun yaratan iki tarafı vardır: biri yanlış bir gururdur ,diğeri korkudur. Her ikisi de etkinliğinizi bir lider olarak sınırlandırmaktadır. Davranışınızı değiştirmenin ilk adımı, sorunu tanımlamaktır. Sadece yanlış bir gurur ve korku ile çalıştığınızı fark ettiğinizde, değişebileceksiniz.
Dünya büyük bir hızla dönüşürken eski yöntemlerle başarı beklemek gerçekçi değildir. 21. yüzyıl becerilerine sahip olmak gerekmektedir. Çünkü her büyük devrimsel dönüşüm gibi bu Çağ’da kendisine has yeni bilgi alanları ve yeni uzmanlıklar yaratmıştır.
Yıldız çalışan, sadece yüksek yeteneklerini kullanıp üstün performans göstererek en iyi çalışmayı yapmakla kalmayan, organizasyona vizyon katarak diğer çalışanları en iyi olması için zorlayan , mevcut konumlarını iyileştirmek ve hedeflerine ulaşmak için başarı merdivenlerini tırmanmak isteyen hırslı çalışanlardır. Etiket değil diğer isteyenlerdir.