Carsten Jensen 1952'de Marstal, Danimarka'da doğdu. Politiken isimli gazetede yazdığı edebiyat eleştirileri ile ismini ilk kez duyurdu. Romanları dünya çapında tanınırlığa sahip olan Jensen, 1996'da Jeg Har Set Verden Begynde isimli romanıyla Danimarka'nın en önemli edebiyat ödülü olan De Gyldne Laurbær'i kazandı. 2006'da yayımlanan Biz, Boğulanlar modern Danimarka'nın doğuşunu, Jensen'in kendi doğduğu şehrin tarihi üzerinden anlattığı eseridir. Jensen, 2009 yılında Olof Palme ödülünü, 2012 yılında ise Søren Gyldendal Ödülü'nü kazandı. Biz Boğulanlar'ın Türkçe baskısı 2016 yılında Dedalus tarafından yayımlandı.
Kitap, 1949 yılından başlayarak Danimarka'nın Marstal kasabasında yaşayan insanların uzun bir denizcilik geçmişini anlatıyor. Ekonomi olarak kötü yıllar geçiren kasabanın tek gelir kaynağı deniz. Mecburlar yelken açmaya. Fakat gemide hukuk kurallarının hiçbir geçerliliğinin olmadığı, herkes kendi kanunu koyduğu bir ortamda yaşamaya devam etmişler
Savaş insanı nasıl değiştirir? Masumiyet ve kötülük arasındaki sınır çizgisi aşılinca ne olur? Medeni olduğunu iddia eden Avrupalılar yoksa o kadar da medeni değil mi? Gibi gibi... Okunması gereken bir kitap...
İlk TaşCarsten Jensen · Dedalus Kitap · 201810 okunma
Danimarka edebiyatından ilginç bir deneyim. Danca aslından direkt dilimize çeviren Nur Beier'e saygılarımı iletiyorum buradan öncelikle.
Kitap, adında da geçtiği üzere boğulan nesillerin kitabı. 1848 yılında başlıyor kurgu. Tüm geçimini denizcilikten sağlayan Marstal şehrinden 3 nesil okuyoruz. Bu 3 nesil üzerinden savaş, deniz, sistem, kadın, erkek, anne, baba ve insanlar arası ilişkilere sert eleştiriler yapıyor yazar. 780 sayfalık bir eser ama hiçbir sayfasında sıkılmadım. Çok ilginç bir sürükleyiciliği var. Kurgunun nasıl gelişeceğine, ilerleyeceğine dair hiçbir şekilde tahmin yürütmek mümkün değil. Sadece kitabın girişi denizcilik terimleriyle dolup taşıyor ve değişik bir anlatım var, o sebeple adapte olmak zor oldu. Fakat sonrasında aktı gitti.
Herkese önerebileceğim bir kitap değil. Değişiklik arayanlara, farklı ülke eserlerinin tadına bakmak isteyenlere, dramla arası iyi olanlara bir göz atın derim.