Furuğ’un çok sevdiği bir dostuydu. Hepimizin. Konuşunca sadece şiir konuşurdu Sohrab, ya da susardı. Aramızda olması bile yeterdi bize. Sohrab’ın bir yerde bulunmasıyla sanki tanımadığımız bir çiçeğin kokuşu yayılırdı ortalığa.
Baharın ortalarında olmalıydı. Şimran bahçesi çiçeğe boğulmuştu. O ve birkaç yakın dost bir araya gelmiştik. Sohrab da aramızdaydı. Furuğ’un çok sevdiği bir dostuydu. Hepimizin. Konuşunca sadece şiir konuşurdu Sohrab, ya da susardı. Aramızda olması bile yeterdi bize. Sohrab’ın bir yerde bulunmasıyla sanki tanımadığımız bir çiçeğin kokusu yayılırdı ortalığa. Bir dinginlik kokusu. Gözlerinde bir elmas pırıltısı, bakışlarında sürekli araştıran bir keskinlik, ağzının kıyısında sevecen, sevimli ve güven verici bir gülümseme. Aynı zamanda çok iyi şair ve çok iyi ressamdı. Şiirlerinde resmin, resimlerinde şiirin esintileri sezdirdi..
...
Furuğ o gece mutlu, hoşnut, neşeli ve dingindi. Odanın havasında o dinginlik kokusu elle tutulur gibiydi. O kokuyla sarhoştuk. Ve açık pencerelerden gelen bahar çiçeklerinin kokusuyla. Bir şey vardı bahçenin havasında, bir şey. Tenimize işliyordu bir şey. Ve içimizi güzelleştiriyordu. İshak kuşu ötüyordu uzaklarda.. (...) Sesi bahar gecesinin derinliklerinde öylesine yumuşak süzülüyordu ki çiçekleri uyandırmıyordu bile. Sanki bir mucizeyi yaşıyorduk. Ağaçlar, çimenler ve yeryüzü, bir şey bekliyorduk; mutluluğun bir şehrayin gibi gökyüzünü sarmasını..
"Ve Ben Çiçeklerin Döllenmesini Düşünüyorum"
" … Bak tam karşımızda gecenin mumu
damla damla nasıl eriyor
nasıl doluyor agzına kadar uyku şarabıyla
gözlerimin simsiyah kadehi
senin ninnilerini dinlerken
ve bak
nasıl şiirlerimin beşiğine
sen doğuyorsun, güneş doguyor … "
"Kimden bu ? "
"Kimden olacak" dedi,
İran edebiyatından bir öykü kitabı ile karşınızdayım bugün...
"Elinde bir mumla kenti dün dolaşıyordu Şeyh.
"Kederliyim," diyordu, "bu adam kılığındaki yaratıklardan. İnsan arıyorum ben."
Dedim ki: "Bulunmaz o. Biz çok aradık."
"İşte tam da onu arıyorum," dedi Şeyh, "o bulunmazı..."
DİPÇE :
İran edebiyatının çağdaş öykü yazarlarından biridir Celal Hosrovşahi.
Birçoğumuz yazarı, (bu kitabın çevirmeni de olan) Onat Kutlar'ın yazılarından tanımaktayız. Onat Kutlar,
C. Hosrovşahi ile uzun süren dostluklarından ve yazarın mütevazı kişiliğinden söz eder.
Edebiyat yönü içinse, Yaşar Kemal'in referansıyla :