Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Celalzade Mustafa Çelebi

Celalzade Mustafa ÇelebiKanuni'nin Tarihçisinden: Muhteşem Çağ yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
2
Okunma
1
Beğeni
378
Görüntülenme

Hakkında

"Koca Nişancı" lakabı ile şöhret bulmuştur. Meslek hayatı Rumeli'nin çeşitli kazalarında geçen Tosyalı Kadı Celâleddin'in (ö. 935/1528) üç oğlunun en büyüğüdür. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber kendisi Selimnâme adlı eserinde, 964'te (1557) nişancılıktan emekli olduğunda yaşının yetmişe yaklaştığını belirttiğine göre 895-896 (1490-1491) yıllarında doğduğu kabul edilebilir. Medrese tahsilini Sahn-ı Semân dânişmendliğine kadar sürdüren Celâlzâde Mustafa, 922'de (1516) Vezir Pîrî Mehmed Paşa ile nişancı Seydi Bey'in himayesiyle Dîvân-ı Hümâyun kâtipliğine tayin edilerek devlet hizmetine girdi. Yavuz Sultan Selim'in vezirlerden gizli tutmak istediği işlere ait yazıları kaleme aldırdığı Mustafa Çelebi, padişahın bizzat yazdırdığı fermanlarda usule aykırı gördüğü ifadelerin düzeltilmesini arzetmekten çekinmezdi. Aynı zamanda Pîrî Paşa'nın altı yıl süreyle tezkireciliğini de yaptı. Pîrî Paşa'nın 1523'te emekliye ayrılmasıyla vezîriâzamlığa devlet işlerinde hiç tecrübesi olmaksızın doğrudan doğruya saraydan terfi ettirilen İbrâhim Paşa, Celâlzâde'yi geniş bilgi ve becerisi sebebiyle aynı hizmette kullandı. 1524'te İbrâhim Paşa, Hâin Ahmed Paşa'nın isyanından sonra incelemeler ve yeni düzenlemeler yapmak üzere Mısır'a gönderildiğinde Celâlzâde Mustafa' yı da beraberinde götürdü. Bu çalışmaların sonucunda çıkarılan yeni Mısır kanunnâmesinin düzenlenmesinde Mustafa Çelebi önemli bir rol oynamış olmalıdır. Celâlzâde Mısır'dan döndükten hemen sonra reîsülküttâb oldu (931/1525) ve on yıl bu görevi sürdürdü. Reîsülküttâb olarak Kanûnî Sultan Süleyman'ın Irakeyn Seferi'ne katılan Celâlzâde Mustafa Çelebi, Bağdat'a girildikten üç gün sonra toplanan divanın kararıyla, yolda ölmüş olan Seydi Bey'in yerine nişancılığa tayin edildi (Aralık 1534). XVI. yüzyılda bir nişancıda aranan başlıca iki özellik, resmî yazışmaların "inşâ"sında ustalık ve devlet kanunlarında uzmanlıktı. Yirmi üç yıl aralıksız olarak nişancılık hizmetinde bulunan Mustafa Çelebi bu niteliklerin ikisine de tam olarak sahipti. Ferman, menşur, nâme gibi padişah adına çıkarılan yazılarda Celâlzâde'nin kullandığı hitaplar ve ifade biçimleri, en az XVII. yüzyılın ilk çeyreğine kadar Osmanlı bürokrasisinde örnek tutulmuştur. Kendisinden sonra düzenlenen birçok kanunnâmede kanunların geçerliliği için Celâlzâde'nin yetkili merci olarak anıldığı görülmektedir. Sağlam bir medrese öğrenimi görmüş olan Celâlzâde, Osmanlı örfî hukukunu oluşturan kanunların yalnız birbiriyle değil aynı zamanda şeriatla bağdaşmaları yolunda çok emek vererek bu hususta Şeyhülislâm Ebüssuûd Efendi ile iş birliği yapmıştır. Osmanlı kanunlarının tutarlı ve kullanışlı bir hukuk sistemi olarak geliştirilmesinde, nişancıya "müftî-i kanûn" denilecek kadar bu hukukun itibarının artmasında, hatta Sultan Süleyman'a "Kanûnî" lakabının verilmesinde Celâlzâde Mustafa'nın büyük payı olduğu şüphesizdir. Hizmetleri padişah tarafından takdir edilerek has*ları o zamana kadar hiçbir nişancıya nasip olmayan 300.000 akçeye çıkarıldı. 1557'de emekli olduğunda Kanûnî onu iki yönden mükâfatlandırdı. Seleflerinden hiçbirine gösterilmemiş bir lutuf olarak nişancılık haslarının tamamını üstünde bıraktığı gibi törenler ve seferlerde padişahın maiyetinde bulunma şerefini bahşeden müteferrikalık rütbesine de kavuşturdu. Nev'îzâde Atâî ve Peçuylu İbrâhim Celâlzâde'nin müteferrikabaşı olmasından bahsediyorlarsa da yetmiş yaşlarında bulunan ve askerî tecrübesi olmayan bir kişinin ocağın kumandanlığına getirilmiş olabileceği şüphelidir. Celâlzâde'yi yakından tanıyan ve onun hayranı olan Gelibolulu Mustafa Âlî'nin Künhü'l-ahbâr'da anlattığına göre nişancılıktan çekilmesine Vezîriâzam Rüstem Paşa'nın bir oyunu sebep olmuştur (bk. Uzunçarşılı, Belleten, sy. 87, s. 398). Rüstem Paşa Celâlzâde'yi sevmediği için kendisine, nişancılıktan çekildiği takdirde yerine o sırada divan kâtibi bulunan oğlu Mahmud'un tayin edileceğine dair söz vermiş, bunun üzerine Mustafa Çelebi istifa etmiştir. Ancak yerine oğlu getirilmeyip reîsülküttaplık ve defterdarlık hizmetlerinde bulunmuş olan Eğri Abdizâde Mehmed Bey tayin edilmiştir. Celâlzâde ise emekli olduktan sonra kaleme aldığı eserlerde kendi özgeçmişinden bahsederken bu hususu sükûtla geçiştirerek nişancılıktan sırf yaşlılık sebebiyle çekildiği intibaını vermektedir. Müteferrika olarak katıldığı Sigetvar seferi esnasında Eğri Abdizâde Mehmed'in âni ölümü üzerine yeniden nişancılığa getirilen (1566) Celâlzâde Mustafa'nın bu tayini Kanûnî Sultan Süleyman'ın ölümünün gizli tutulduğu günlere rastlamaktadır. On üç ay kadar süren bu ikinci nişancılığı ölümüyle sona ermiştir. Eserlerinin çoğunda kendi manzumeleri bulunan, bazı kaside ve gazelleri olduğu da bilinen Celâlzâde Mustafâ'nın divanı yoktur.
Tam adı:
Yazar
Doğum:
1490
Ölüm:
1567

Okurlar

1 okur beğendi.
2 okur okudu.
5 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok
Reklam
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok