Gazâli düşüncesinde kalp, melekât âleminde, uzuvlar ile ameller ise mülk âlemindendir. Bu iki âlem birbirine ince bir bağ ile bağlıdır. Marifet kalpte gerçekleşir. Dolayısıyla kişiliğe dair temel terimdir.” Ona göre kalp, Allah için amel eden, O'nu bilip yaklaşmada gayret gösteren bir organdır. Diğer organlar, bu hususta kalbe hizmet ederler. Kalp, diğer uzuvları yöneten bir padişah konumundadır. Gazâli, kalp için şehir benzetmesini kullanır, onu şehrin hükümdarına, yöneticisine benzetir. Göz, kulak, el, ayak, dil ve diğer uzuvlar kalbin askerleri kabul edilir. Bunlar Allah'a itaat etmekle yükümlüdür. Bunların doğru çalışabilmesi kalbe bağlıdır. Bu nedenle işlevini hakkıyla yerine getirebilmesi için kalp, Allah'tan başka varlıklardan arındırılmalıdır.
Aksi söz konusu olduğunda insanın Allah ile arasında perde meydana gelir. Allah'a yaklaşıp mutluluğu elde edebilmenin yolu ise kalp tezkiyesidir.?*? Kalbin bâtıni askerleri, hayal, tezekkür, ilim, hikmet, hiss-i müşterek (ortak duyu), tefekkür, hıfz ve tehlikeleri defetmek için gazap ve şehvettir. Ne ki, bu son iki askerin şeytanın safına geçmesi kalbin helaki anlamına gelir.“ Uzuvlar ve kalp birbirine uyumlu hareket etmezse kalp katılaşmaktadır.** Sergilenen her türlü davranışın kalp üzerinde olumlu veya olumsuz etki bıraktığı unutulmamalıdır.