Şunu asla unutmamalıyız ki bugün Filistin ve Kudüs coğrafyasında mücadele verdiğimiz siyonist yahudi terör belasını Müslümanların başına saranlar 900 yıl önce Kudüs'ü işgal eden haçlıların torunu olan günümüz hristiyan dünyasıdır.
Siyonizmle mücadele etmek için mutlak anlamda Gazze'de eli sapanlı bir genç olmak gerekmiyor. Ve şunu asla unutmayalım ki güzelce alınmış bir abdest, yalnızca Allah'a hasrederek, din kardeşlerimizle saf tutarak kılınmış samimi bir namaz Siyonizme karşı verilebilecek mücadelenin en büyük ve en önemli aşamasıdır. Çünkü namaz, hayatın merkezinde Allah inancına ve O'nun hukukuna sahip olan birey ve toplum modelini inşa eder. Bu nedenle hayatın merkezine Allah'ı koymayan bir toplumun Allah adına mücadele vermesi, zalimlerle hesaplaşması da mümkün olmaz.
Selçuk Bey’le birlikte hicret edebilmek,
Alp Arslan’la birlikte Malazgirt meydanında beyaz kefenlere bürünebilmek,
Kutalmışoğlu Süleyman Şah’la İstanbul surlarına dayanabilmek,
Miryakefalon misali küresel zalimlere pusu atabilmek,
Bedir’de Efendimizle saf tutup, Uhud’da okçular tepesini doldurabilmek zorundayız!
Ya tarihin emanetlerini kuşanıp gelecek asırların onur ve izzetine kavuşacağız,
Ya da zalimlerin bize biçtiği kefenlere bürünüp ebedi utanç ve zillete mahkûm olacağız!
Ya ceddin emaneti paslanmış kılıçlarımızdan aşk damlayacak ya da hüznün gözyaşları