OkurYazmaz Ömer
Belki de o sevgi ve özlem hürmetine, aradığı bir şeylere kavuşmasına izin verilirdi. Kim bilir!
Hayır!.. Kaderini takip edecekti. Gözüne görüneni, gönlüne düşeni, zihninde belirenleri arayacaktı.
Reklam
Güney surları bitince yine sola dönmüşlerdi. Burası Kidron Vadisi'ydi. Rachel'in birçok kitapta defalarca okuduğu bir isimdi. Yahudiler buraya daha çok cehennem manasında "Gehinnom Vadisi" diyorlardı. Meşhur Sırat Köprüsü'nün buranın üzerinde kurulacağına, Yahudi bir anneden doğmayan herkesin köprüden aşağı düşerek bu vadide cayır cayır yanacağına inanıyorlardı.
Kudüs'le her kim fısıldaşmak istiyorsa şu taşları, kayaları dinlemeyi öğrenmeliydi öncelikle.
"Ey Kudüs, Peygamberleri öldüren ve kendisine gönderilenleri taşlayan şehir!.. Bir tavuk civcivlerini nasıl kanatları altında toplarsa, ben de senin evlatlarını öylece toplamak isterdim etrafımda."
"Yıkılasın İsrail enkazını göreyim! sana ülke diyenin yüzüne tüküreyim!"
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
Reklam
Kudüs'e de zaten yazılmamış olanları yaşamaya gitmiyor muydu? Neticede kitapların anlattığını değil sokakların, duvarların, belki iki bin yıllık zeytin ve limon ağaçlarının gizlediği Meryem Anne'yi arıyordu. Tertemiz yüzünde donakalmış mahzun tebessümüyle cana can katan güzelliği...
Hayali de tüm güzel hayallerden daha güzeldir...
Ne zaman ki Kudüs'ü gördüm, işte o zaman hayatın arzusunu hissettim. Sevimli kızım, Kudüs'ü anlatmak için kelimeler yetersiz kalır. Kokusu her şeyden güzeldir. Manzarası dünyanın bütün güzel manzaralarından çok daha güzel, çok daha harikadır.
İlerler zaman Kudüs koşusunda ancak anlar çocukların dâim önde olduklarını...
Ve çocuk gülünce ışır el-aksâ el-aksâ bilir ki çocuk koyacak o taşı...
Reklam
Resim