Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Cengiz Çağla

Cengiz ÇağlaMerak Edenler İçin Demokrasi yazarı
Yazar
8.5/10
11 Kişi
41
Okunma
5
Beğeni
1.196
Görüntülenme

Cengiz Çağla Gönderileri

Cengiz Çağla kitaplarını, Cengiz Çağla sözleri ve alıntılarını, Cengiz Çağla yazarlarını, Cengiz Çağla yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Castoriadis'e göre, Atinalılar bizim için bir model değil de bir "tohum" olmuşlardır. Kurdukları demokrasinin amacı belki şöyle özetlenebilir: "Sürekli kendisi hakkında düşünen ve eylem yapan, güzelliğe, bilgeliğe ve ortak çıkarlara düşkün olarak yaşayan insanlar yaratmak."
Yani, demokrasi sorumsuz ve eğitimsiz yurttaşların rejimi değildir. Bir başka ifadeyle, halkın kendi kendini yönetmesi, ancak yurttaşları eylemlerinin bilincinde olan varlıklar hâline getiren bir eğitimle mümkün olur.
Reklam
Yunancada demagogos sözcüğü köken ve ilk kullanım anlamı itibariyle "halkın rehberi" demektir ve olumsuz bir anlam içermez. Ancak, bazı hatipler halkı manipüle etmek amacına dönük olarak onun hoşuna giden sözler ettikçe, bu özelliklerini kişisel amaçlara hizmet eden bir yetenek hâline getirdikçe sözcüğün anlamı da değişim geçirmiştir. Esasen, bütün siyasal fikir ayrılıklarının Halk Meclisinde açıkça dile getirilebildiği bir siyasal rejimde bazı hatiplerin söz ustalıklarını kullanarak halkın görüşünü kendi yararlarına doğru yönlendirmeleri olanaksız bir şey değildir.
Bununla birlikte, Aristoteles, bireyin kamusal yaşama gerektiği gibi katılabilmesi için hem ekonomik hem de entelektüel anlamda "özerk" olmasını öngörür. Ekonomik özerklik önemlidir, çünkü ideal anlamda özgür yurttaş olabilmek için, yaşamak için çalışmak zorunda olmamak ve polisin işlerine zaman ayırabilecek durumda olmak gerekir. Bu çerçevede iş ya da çalışma bütünüyle olumsuz görülmez, ancak bireye dayatılan bir bağımlılık olarak ortaya çıktığında ve onun sanat eserlerine ulaşmasına, kamusal yaşama katılmasına ve ruhunun yetkinleşmesine izin vermediği oranda özgürlük önünde bir engel olarak görülür.
Yetenek, deneyim ve bilgi siyasetçinin en önemli donanımlarıdır.
Günlük hayat ve günlük dil içinde kavramlar kimi zaman olumlu kimi zaman olumsuz çağrışımlarla yüklü olarak kullanılır. Siyaset de böyledir. Bizde siyaset çoğunlukla kötü, küçük düşürücü hatta alçaltıcı bir anlamla yüklü olarak dillendirilir. "Oğlum siyasetten uzak dur" sözü Türkçede anne babaların sıklıkla kullandığı bir cümledir. Siyaset, yozlaşma ve çürüme alanı, kirli ve tehlikeli bir faaliyet olarak görülür. Politikacı nabza göre şerbet veren, güzel konuşup alkış toplayan, kitleleri aldatan bir kişi, bir demagog gibi algılanır.
Reklam
İbn Haldun Mukaddime'de devletin ve iktidarın oluş ve bozuluş döngüsü düşüncesini aşamalar teorisiyle formüle etmiştir. Buna göre ilk aşama devletin kuruluş devridir. Devlet ve iktidar, asabiyet üyelerinin ortak çabaları ve belirli bir ahlak anlayışının sonucu olarak ortaya çıkar. Bunu asabiyetin elinde olan gücün kişiselleştiği ikinci aşama izler. Çünkü iktidar ortaklık kabul etmez. Üçüncü aşama, sağlanan siyasal istikrarla birlikte elde edilen imkânlardan faydalanma dönemidir. Dördüncü aşama, istikrarın sadece bir hedef değil, aynı zamanda olması gereken ve yegâne doğru olan durum olarak anlaşılması aşamasıdır. Beşinci aşama ise iktidarı elinde bulunduranın onu keyfi bir şekilde kullanması aşamasıdır. Bu aşamada iktidarı sağlayan güç (asabiyet) etkisiz hale gelmiş, yani yok olmuştur. Bu durumda devlet ya içeride güçlü asabiyet sahibi bir grup tarafından yıkılıp yeniden inşa edilir veya dışarıdan gelen güçlü bir devlet tarafından yıkılarak ömrünü tamamlamış olur.
Reis konumunda olan kişi, yavaş yavaş iktidarı kişiselleştirerek asıl güç sahibi olan asabiyet mensuplarını zamanla yetki ve güçten uzaklaştırır. Böylece iktidara gelmesini sağlayan ve dolayısıyla iktidarda hak sahibi olan unsurların yerine asabiyete mensup olmayan, sadece kendine sadık insanları getirir. Bunun asıl sebebi insandaki ilâhlaşma eğilimidir.
İktidarı sağlamak ve muhafaza etmek için ahlaki faziletlere de sahip olmak gerekmektedir. İktidara yönelmiş olan asabiyetin fiziksel anlamda güçlü ve üstün olması yanında; ahlaki meziyetlere de sahip olduğunu göstermesi ve insanların onu aynı zamanda ahlaki açıdan üstün görmesi icap eder. Eğer onlarda gerekli faziletler mevcut değilse yönetim bir zulüm mekanizması hâline dönüşerek sadece güce ve zorbalığa dayalı bir hâl alır ve ahlaki meşruiyetini yitirir. Böyle bir yönetim varlığını uzun süre devam ettiremez.
Ancak sahip olunan güç zaman içerisinde yok olmak zorundadır. Yani, olgunlaşmış, pekişmiş iktidar, aynı zamanda çökmeye yüz tutmuş iktidardır.
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.