Çetin Yetkin

Bir Savcının Not Defterinden yazarı
Yazar
Çevirmen
8.8/10
89 Kişi
383
Okunma
24
Beğeni
4.362
Görüntülenme

Öne Çıkan Çetin Yetkin Gönderileri

Öne Çıkan Çetin Yetkin kitaplarını, öne çıkan Çetin Yetkin sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Çetin Yetkin yazarlarını, öne çıkan Çetin Yetkin yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İntihardan önce genellikle yazılıp bırakıldığını bildiğimiz mektuplar, ölenin gerçekte yaşama nasıl bağlı olduğunun, nasıl geleceğe yönelik planlar yaptığının çok açık bir kanıtıdır.
Reklam
10/10 puan verdi
Türkiye'de bir Karşı Devrim başladı. Atatürk'e ve Atatürk devrimlerine karşı. Ne zaman mi başladı? 10 Kasım 1938 saat 09:05 itibarıyla. Kitabın yazarı Prof.Dr.Çetin Altan önsözde ailesinin Chp kökenli olduğunu, dedesinin ve dayısının Chp vekili olduğundan bahsediyor. Yanı kitap İnönü'yü kötülemek için karşıt görüşlü kimse tarafından yazılmıyor. Meclis tutanakları, konuşmalar, eylemler, anlaşmalar hepsi kaynaklı.
Karşı Devrim / 1945 - 1950
Karşı Devrim / 1945 - 1950Çetin Yetkin · Kilit Yayınları · 201966 okunma
... "vatan", "bağımsızlık", "doğruluk", "onur" gibi değerlerin geçerliliğini yitirdiği ya da gözden düştüğü toplumlarda, kişi bu değerlere bağlı kalırsa, kendisi ile toplumu arasında çelişkiler, çatışmalar baş gösterir. Kimi zaman, bu çelişki tüm toplumla olmaz ama o toplumun belirli kesimleri ile ortaya çıkar. Tıpkı Türkiye'de olduğu gibi. İnsanı insan yapan tüm değerlerin başında ise "onur" gelir. Gerçekte, "onur", tüm toplumsal ve bireysel değerlerin bir sentezidir. Dürüst olmayan bir kişi, onurlu da olamaz; ahlak düşkünü de öyle. Erdem ve onur bir arada bulunur. Çöküş sürecine girmiş toplumlarda onurlu olmak güç iştir. Çünkü, geçer akçe olan, doğruluk, erdemlilik değil, köşe dönmecilik, düzenbazlık, yalancılıktır. Ne var ki, çöküş toplumlarında bile hiç kimse kendisine "onursuz", "ahlaksız" gibi sıfatları kondurmak istemez. Onursuzluğunu, ahlaksızlığını... onurlu, ahlaklı... olmak gibi gösterir. Bir kavram kargaşası yaşanır. Bu kavram kargaşası kendisini ister istemez siyasal alanda da belli eder. Vatanını satmak, ülkesinin iyiliğini istemek; ulusunun birliğini parçalamak, insan hakları; devletinin düşmanlarının işbirlikçisi olmak, tüm insanlığı iyilikle kucaklayan küreselleşmeyi savunmak, ulusal değerleri yıkmak, humanist ve aydın olmak gibi pazarlanır. Siz hiç, ulusunu bölüp parçalamak isteyenlerin bunu yaptıklarını söylediklerine, düşmanla çıkar birliği yapanların işbirlikçi olduklarını ilan ettiklerine... tanık oldunuz mu?
Sayfa 41 - Yeniden Anadolu Ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Yayınları
KARŞIYAKA'DA İZMİR'İN GÜLÜ
Köşkte o gece yine Saz Heyeti var. Atatürk'ün sevdiği şarkılar, türküler birbirini izliyor: "Cânâ rakibi handan edersin" "Kaçma mecburundan ey ahuyu vahşi ülfet et" "Habgâhı yâre girdim arz için ahvalimi Bir perişan halini gördüm unuttum halimi" "Mani oluyor halimi takrire hicabım" Gazi, rakısını yudumlarken sıra, "Vardar ovası, Vardar ovası"na ve arkasından da, "Manastırın ortasında var bir havuz, canım havuz" türküsüne geldiğinde o da söylüyordu artık.
Yazarın 1930 Çok Partili Düzene Geçiş Döneminde İnönü'ye Eleştirisi:
SCF'nin siyasal yaşama atılması, bu başarısızlığın ve halkın hoşnutsuzluğunun gözler önüne serilmesini sağlamıştı. Ne ki, ne İsmet Paşa, ne de CHF yönetimi, bu gerçekleri kabul edemiyor.
Sayfa 134Kitabı okudu
Reklam
Geri124
250 öğeden 241 ile 250 arasındakiler gösteriliyor.