Çok uzun bir zaman önce Dunhuang bölgesinin engin ve sınırsız Gobi Çölü'nün bir parçası olduğu söylenir. O zamanlarda ne Sesli Kum Dağı ne de Hilal Pınarı mevcut değildi. Yerleşilen tek yer San Wei Dağı'nın eteğindeki küçük bir vahaydı.
Gel zaman git zaman bölgede kuraklık oldu, kuyular kurudu, ağaçlar sararıp soldu, ürünler mahvoldu; insanlar acı içinde ağladılar. Fakat bir gün gökyüzünden süzülerek güzel ve merhametli Beyaz Bulut Perisi geldi. Çıplak ve ıssız tarlaları görüp insanların kederli ağlayışlarını duyunca sanki kalbine bir bıçak saplanmış gibi hissetti. Fakat Ejderha Kral'ından bir emir gelmeden ya da Gökgürültüsü Tanrısı'ndan bir yardım gelmeden bu insanlara yardım etmek için yağmur oluşturmasının hiç bir yolu yoktu. Kendisi üzüntüden ağlamaktan başka birşey yapamıyordu. Tuhaf bir şekilde, parlak, gümüşi gözyaşları yere döküldüğü zaman, bir su birikintisi haline gelip toprakta berrak bir pınar halinde akmaya başladı. Çağlayan su tarlaları nemlendirdi, ağaçları yeşertti ve tohumları filizlendirdi. İnsanlar sevinç içindeydi.