Cyril Mango Sözleri ve Alıntıları
Cyril Mango sözleri ve alıntılarını, Cyril Mango kitap alıntılarını, Cyril Mango en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bizans yaşamının başka hiçbir yönü, manastırlardaki yaşam kadar geniş bir biçimde belgelenmemiştir.
Sayfa 119Kitabı okudu
Bizans sanatı büyük kentlerdeki tezahürlerinden çok, taşradaki eserleriyle tanınır. Tahribatın bir başka yönü de, laik anıtların dinsel olanlardan daha ağır bir biçimde etkilenmiş olmasıdır; çünkü Osmanlı fethinden sonra, kiliseler ya Hıristiyan cemaatlerin elinde kalmak ya da camilere dönüştürülmek gibi bir şansa sahip olmuşlardı.
Sayfa 278Kitabı okudu
Manastırcılık, İkonolastik depremden büyük ölçüde güçlenerek çıktı.
Sayfa 130Kitabı okudu
Beklenmedik bir biçimde, manastırcılık en sert darbelere kafirler döneminde değil, Bizans İmparatorluğu döneminde hedef oldu.
Sayfa 129Kitabı okudu
Manastırcılık (Monastisizm)
Yirmi-otuz yıl kadar sonra, Osmanlı Türkleri Avrupa'da ilk kez varlık gösterdikleri zaman ise, Türk egemenliğinin kurulmasını bile beklemediler. Dosdoğru padişaha giderek bağlılıklarını sundular ve toprak sahibi olarak ünvanlarını teyit ettiler (y.1372).
Sayfa 138Kitabı okudu
Dünyanın sonunun elinin kulağında olduğu inancı, Erken Hıristiyanlığın köşe taşlarından biriydi.
Sayfa 219Kitabı okudu
Ölüm cezası yalnızca Manişheistlere (İ.S. 3. Ve 5. yüzyıllarda yaygınlaşan ve Zerdüştilikten esinlenerek, hem Tanrı hem de Şeytana inanan bir mezhep - ç.n) veriliyordu.
Sayfa 106Kitabı okudu
Bir kadının görünüşünün, zehirli bir oka benzediği söylenir bize: Zehir ruhta ne kadar uzun süre kalırsa, yarattığı yıkım da o kadar ağır olacaktır.
Sayfa 245Kitabı okudu
Burada, Hıristiyan panteonunda Bakire Meryem'in ne kader önde geldiğini anlatmaya hiç gerek yok; dahası, Bizanslılar için, Meryem, Konstantinepolis'te hamisi ve koruyucusu olmak gibi özellikle önemli bir role sahipti.
Sayfa 172Kitabı okudu
Hiçbir şekilde imparatorluğun tüm uyruklarının Katolik Hıristiyan olmadığı gerçeği olduğu gibi durmaktadır. Hükümetin 'aklını kaçırmış ve deli' olarak kabul ettiği kişilerin sayısı, Erken Bizans döneminde son derece yüksekti, o kadar ki, belki de nüfusun çoğunluğunu oluşturuyorlardı.
Sayfa 100Kitabı okudu