"Babasız büyürsen âlemin bir merkezi ve sınırı olduğunu anlamaz, her şeyi yapabileceğini sanırsın... Ama bir süre sonra ne yapacağını bilmez, dünyada bir mana, bir merkez bulmaya çalışır, sana hayır diyecek birini aramaya başlarsın."
Orhan Pamuk
Bir çocuk sabah uyanınca ne olacağını, gününün yaklaşık olarak nasıl geçeceğini ve onu nelerin beklediğini bilmekten hoşlanır ve kendini güvende hissetmek için düzene, tutarlılığa ve istikrara şiddetle ihtiyaç duyar.
Sonuçlar, ebeveynleri boşanma sonrası işbirliği yapabilmiş olan kişilerin sadece ebeveynleriyle değil, büyükanne büyükbabalarıyla, kardeşleriyle ve hatta sonradan hayatlarına giren üvey anne/babalarıyla da daha iyi ilişkiler içinde olabildiklerini gösteriyor.
Çocukların ihtiyaç duydukları tutarlılık, öngörülebilirlik ve süreklilik ne kadar aksarsa sağlıklı gelişimleri ve ruh sağlıkları da bir o kadar zarar görüyor.
Kitapta konu ile ilgili yapılan araştırmalara yer verilmiş olması ve bunlara vurgu yapılması konu hakkında araştırma yapıldığını hissettiriyor. Konu ile ilgilenenlerin okuyabilecek bir kitap olduğunu düşünüyorum. Ancak kitabın ilk 4 bölümü anlatım olarak akıcı değildi, zor ilerlediğini düşünüyorum. Sonraki bölümler anlatım olarak daha rahat ve akıcı bir şekilde okundu ancak kitap boyunca "psikolojik danışman" ifadesinin kullanılmaması, bunun yerine kitabın ancak son birkaç sayfasında "rehber öğretmen" ifadesine yer verilmesi alanda bizim yok sayıldığımızı hissettirdi.
Kitabın 5. bölümden itibaren daha anlaşılır ve akıcı gittiğini düşünüyorum. Konu ile ilgilenenlerin okumasını tavsiye ederim. Ancak kitap içerisinde destek alınması önerilen uzmanlar kısmında ve ilerleyen kısımlarda psikolojik danışmanlık mesleğine yer verilmemesi ve sadece (sayfa 187) rehber öğretmenler şeklinde geçirilmesi ruh sağlığı alanında çalışan biri olarak dikkatimi çeken ve eksik kaldığını düşündüğüm kısım oldu.
Boşanma konusu üzerine okuma yapmak isteyenlere önerilebilecek bir kitap. Kitabın yazımında oldukça araştırma yapılıp kaynaklardan beslenildiği belli oluyor. Fakat kitabın ilk dört bölümünde akıcılık sonrasına göre çok daha azdı. Beşinci bölümden itibaren daha akıcı bir anlatıma kavuştu. Özellikle ilk dört bölümde başlıkların haber metni bitirir tarzda bitirilmesi okuyucu olarak beni rahatsız etti. Ayrıca neredeyse kitap boyunca bahsedilen okul psikoloğu diye bir meslek grubunun ülkemizde anca özel okullarda çalışan psikogların kullanabileceği bir unvan olması ve onlara atıf yapılırken okul psikolojik danışmanlarının yok sayılması ve sadece kitabın sonunda iki yerde "rehber öğretmen" (187) olarak ifade edilmesi yazarın ruh sağlığı alanında mesleğimizi görmezden geldiği algısını beslemiştir.