Öfke, haksızlığa uğradığınıza dair, hafife alınmaması gereken bir inançtan kaynaklanır. Açık ve aşikâr görünse bile yargılamayı ertelemelisiniz, çünkü bazı yanlış şeyler doğru gibi görünür. Her zaman biraz zamanın geçmesine izin vermeliyiz: Geçen süre gerçeği ortaya çıkarır.
Merhaba, ben kitabın psikoloji ile ilgili yönüne odaklanarak incelememi yazacağım. Kitapta çok kez bilişsel davranışçı terapi ekolünün kökenini görme şansım oldu, sadece bdt değil diğer ekolleri de barındırıyor ama tekniklerin çoğu bağdaştığı için önceliği bdt’ye verdim. Psikoloji biliminin incelerken temele dokunmadan meslek sürdüren çok kişinin olduğunu bildiğim için bu kitabı ayrıca psikoloji alanında çalışan arkadaşlara da öneririm. Meselenin özünü kavrayıp uygulamaları öyle yaparsak taşlar tam oturacak bana göre. Bizden önce söylenmemiş söz yok
" başıma ne gelirse gelsin üzülmeden,
mutsuz bir ifade takınmadan kabul edeceğim.
Tüm vergilerimi şikayet etmeden ödeyeceğim. Sızlandığımız ve uzak durduğumuz her şey hayatın vergileridir..
nasıl uzun bir yolculuk toz, çamur ve yağmuru içeriyorsa, uzun bir ömür de tüm bunlar içerir. "
Stoacılık Felsefesini bilmeyenler ve biraz bilenler için okunabilir bir kitap.Temel Stoacılık metinlerini okumadan önce bu kitap okunursa temel metinler daha iyi anlaşılabilir.Çünkü Temel Stoa Metinlerinde içerikleri çoğunlukla özlü söz tarzında olduğu için bu gibi kitaplarda da temel metinlerdeki özlü sözleri açıkladığı için temel metinleri okumadan bu gibi kitapları okumak daha doğru bir yaklaşım olacaktır.Son olarak kitabın belirli yerlerinde küçük anlatım bozukları ve çeviri hataları var.
Herhangi bir şey konusunda ‘Onu kaybettim!’ deme. ‘Onu iade ettim’ de. Çocuğun mu öldü? Onu geri verdin. Karın mı öldü? Onu da geri verdin. Tarlanı mı elinden aldılar? İşte yeni bir iade! ‘Fakat onu elimden alan kötü bir adamdı’ deme. Onu sana veren elin, falanın ya da filanın aracılığıyla onu geri almasının ne önemi var? Onu sende bıraktığı müddetçe sana ait değilmiş gibi istifade et ondan, tıpkı yolcuların hanlardan yararlanışı gibi.’’
Biz, bu dünyaya çıplak olarak gelir öyle de gideriz. Şu senin annendir, şu babandır, şu kardeşindir, şu da memleketindir derler ve söylenenlere uyarız. Aslında hangisi gerçekten bize aittir ki?