David Alan Mamet (d. 30 Kasım 1947, Chicago, Illinois), ABD'li makale, oyun ve senaryo yazarı, yönetmen. Çalışmaları, zekice yazılmış kısa ve özlü, kimi zaman müstehcen diyalogları, üstü kapalı anlatım tarzı ve maskülenliği ele almasıyla dikkat çeker.
Oyun yazarı olarak, Glengarry Glen Ross (1984) ve Speed-the-Plow (1988) ile Tony Ödülüne aday oldu. Senarist olaraksa, The Verdict (1982) ve Başkanın Adamları (1997) ile iki kez Oscar'a aday oldu.
Bu ülkede neredeyse hiç kimse nasıl senaryo yazılacağını bilmez. Senaryoların hemen hepsi filme çekilemeyecek öğeler içerir. "Nick, otuzlarında, olağanüstü bir sezgi gücü olan, genç bir adam." Bunu filmleştiremezsiniz. Nasıl filmleştirebilirsiniz ki? "Jodie, otuz saattir bankta oturan girgin bir hipster." Bunu nasıl çekeceksiniz? Bunları, görsel ya da söze anlatıya girmeden çekemezsiniz.
Görsel: Jodie saate bakar. Görüntü kaybolur. Şimdi otuz saat sonradır. Sözel: "Benim gibi hipster'in son 30 saatini bir bank üzerinde geçirmiş olması tam bir felaket."
Eğer herhangi bir konunun anlatıma kaymadan aktarılması imkansız görünüyorsa, o konu kesinlikle öykü için, yani izleyici için önemli değildir. İzleyici bilgi değil, drama ister (dramatik biçimin yararlı olduğu tek konu, öykü anlatmadır). Öyleyse bu bilgiye kim gereksinim duyar? Öyleyse bu bilgiye, neredeyse tüm Amerikan senaryolarına gölge düşüren, bu çok zahmetli anlatıya ne gerek var? Çoğu film senaryosu, stüdyo yöneticilerinden oluşan bir izleyici topluluğu için yazılmıştır. Stüdyo yöneticileri, film senaryosunun nasıl okunması gerektiğini bilmezler. Bir kişi, bir teki bile bilmez nasıl okunması gerektiğini. Bir senaryoyu okumak ve bir filmi "görmek" için sinema eğitimi almış olmak ya da naiflik gerekir; bu özellikler ise stüdyo yöneticilerinde bulunmaz.
Jesus Factor, "kağıt üzerinde gayet doğru gibi görünüp, bir nedenle uygulamada istenen sonucu vermeyen" anlamına gelen teknik bir terimdir. O zaman şu sözü hatırlamak gerekir: "Bir şiir asla bitmez, ancak terk edilir."
Kitap yedi bölümden oluşan başlıkları şunlardır ;
- Önsöz
- Öykü Anlatma
- Kamera Nerede Durmalı ?
- Karşı - Kültürel Mimari ve Dramatik Yapı
- Yönetmenin Gôrevleri
- " Domuz " bir Film
- Sonuç
David Mamet 30 Kasım 1947 ' de Chicago ' dan doğmuştur Amerikalı makale , oyun ve senaryo yazarı , yönetmendir " Film Yönetmek Üzerine " yazdığı eserini 1987 ' de Colombia Üniversitesi Sinema Okulun ' da verilen derslerinden derlenmiş olmakla birlikte senaryo yazarlığı deneyimlerini de kapsamaktadır. Düşünme yetisine önem veren ve Aristoteles tavrı izleyen yazar bir film yapmanın sorularla şekilleneceğini belirtir ve öğrencileriyle kitabın içinde bir senaryo yazmaya başlar ve bu kısımda aslında okuyucu kitlesini de dâhil eder. Öğrencilerle birlikte bende senaryonun ilerlemesi de eşlik ettim ve keyif aldım Gelgelelim senayo yazarlığında ki fikirlerine yazarın düş ve film birleşiminde imge dizilişi , çekim tekniğine , vurgu kısımları ,kesmelerle öykü anlatma , imge ve gösterge dizilişi ,kahraman seyirci özdeşmesi vs... anlatmaktadır
Yazar Vermont ' takı karşı- kültürel kolejde öğrenciyken öykü anlatmak için insan algısında fikir sahibi olmalısınız tıpkı bina çatısının nasıl yapılması gerektiği gibi söyleminde bulunur kitapta kısa ve öz olarak aslında benim ilgimi çekmesinin nedeni bir film yaratmak ortaya koymak olduğu içindi gayet faydallandım
Bazı kitaplar fikirlerinize öncüllük eder benim için de öyle oldu okuyanlar içinde öyle olması dileğiyle :)
4 yıllık sinema eğitimimde aldığım ders notlarına ek olarak üstüne düşünmelik film yapım sürecini kısaca, berrak bir anlatımla okurlara sunmuş David Mamet. En çok 46. sayfadaki paragraf üzerine düşündüm:
“Çekimler bittikten sonra, film üstünde biraz daha çalışma ihtiyacı duyabiliriz. Ben bu ihtiyacı ilk filmimde biraz, ikincisinde ise oldukça fazla duydum. Bu olaya bilim adamları Jesus Factor diyorlar. Jesus Factor,
- kağıt üzerinde gayet doğru gibi görünüp, bir nedenle uygulamada istenen sonucu vermeyen- anlamına gelen teknik bir terimdir.
Bu bazen olur. Tek yapabileceğiniz bu olaydan bir şeyler öğrenmektir. Çünkü sorunun yanıtı her zaman orada bir yerdedir. O anda sahip olduğunuz zekadan fazlasını gerektirebilir ancak yanıt her zaman oralardadır. Bazen yanıt, henüz bunu anlayacak kadar zeki değilim biçiminde olabilir. O zaman şu sözü hatırlamak gerekir:
- bir şiir asla bitmez, ancak terk edilir.”
Olenna, bir öğretmen ve bir öğrencinin arasında geçen diyaloglardan ibaret. Oyunun başında profesör, iktidarın olduğu ve güçlü tarafken sonuna doğru aslında bunun nasıl değiştiğini görüyoruz. Ayrıca oyunu okurken, günümüzde hala devam eden bozuk eğitim sistemini de çok iyi eleştirmiş yazar.
Toplu Oyunları 1David Mamet · Mitos Boyut Yayınları · 200913 okunma