Marx sivil toplumu araştırmış ve onu her bireyin maddi ihtiyaçlarını karşılamak için diğerleriyle mücadele halinde olduğu bencillik kazanının içine düşmüş insanoğlunun amaçsız biçimde yuvarlanıp durduğu gözyaşı ve karanlıklardan oluşan bir vadi olarak görmüştür.