İnsanlar bir sebeple mahallesine döner. Kimi artık büyük adam olduğunu eski komşularının gözüne sokmak için, kimi baba yadigârı evi satıp köhne mahallesiyle son bağından kurtulmak için, kimi de gidecek başka yeri olmadığı için.. Hiç gitmemiş gibi dönenler; çocukken yaramazlık yaptığında semt bakkalının kulağını çekmesiyle, annesi evde yokken komşu teyzenin salçalı ekmek vermesini aynı tebessümle hatırlayanlardır. Mahallesini seven ona ait olan her şeyi sever. Mahalleyi sevmek memleketi sevmek gibidir ve memleketini seven insandan zarar gelmez.
Öykü okumak, başka hayatlara kısa kısa dokunmak gibi hissettirir bana; bu kitapta da olan bu, ne güzel.
Bekleme odası, ölmüşüz de dinlenirmişiz gibi anlatıyor tek tek, usul usul... hüzünlendiğim yerlere inat Direniş İskender ile kahkahalarla gülerken buldum kendimi, sevindim de epey. Senin, benim, onun hikayesi gibi ama değil, hepsi Dilek hanımın sayıklamaları... Sevdim bu kitabı, iyi ki yazmış Dilek hanım, iyi ki hediye etmiş bir dost.