E. Duke Vincent Gönderileri
E. Duke Vincent kitaplarını, E. Duke Vincent sözleri ve alıntılarını, E. Duke Vincent yazarlarını, E. Duke Vincent yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Terry, sarı puantiyeli bir şort, ona uygun kolsuz bir bluz giyiyordu ve ayağında sivri topuklu ayakkabılar vardı. Masadaki iffet muskası, gözlüklü kütüphanecinin tepkisi klasikti. Kadına "ter bastı," kendini yelpazeledi ve neredeyse bayılıyordu.
Sayfa 86Kitabı okudu
Ben The Prince'i okuyana kadar politikadan uzak durmak istiyordu, bu yüzden bütün gün boyunca o dönemin üç ünlü ressamının hayatı ve eserleri üzerinde durduk: Leonardo Da Vinci, Raphael ve Michelangelo. Eserleri öyle iyiydi ki üzerinde tartışmaya bile gerek yoktu, ama hayatları döneme çok iyi ışık tutuyordu."
Sayfa 79Kitabı okudu
"Sana The Prince'i anlatacağım," dedi. "Machiavelli yazmış. Adam, on altıncı yüzyılda yaşamış, Medici ailesi için çalışmış siyasi bir filozoftu. ve Borgia ailesini de tanıyormuş -bunları sana anlatacağım. Ama kitap tamamen güç hakkında."
Sayfa 78Kitabı okudu
Okulda gösterilen derslerin hiçbirine önem vermemiştim, çünkü General Lee, Appomatrox mı, Anacostia'da mı teslim olmuş, Lady with Parasol'u Monet mi Monet yapmış, ya da Shakespeare Marlowe mi Bacon muolabilir, benim için farkı yoktu. Bunlar bir depoyu soymanıza yarayacak türden bilgiler değildi. Ama Sidney, bir günde, bilgiyi gizli hazine avı gibi görmemi sağlamıştı ve bu oyuna hayran olmuştum.
Sayfa 74Kitabı okudu
Sonraki bir kaç içinde Sidney'in anlama kabiliyetinin muhteşem, kavrama gücünün sınırsız ve anlayışının şaşırtıcı olduğunun farkına varacaktım. Edebiyat, sanat ve tarih onun için kolay avlardı. O, bulmacaları çözen bir Houdini, edebiyatı yorumlayan bir Alaaddin ve New York Halk Kütüphanesinin kule gibi yükselen kapılarını "Açıl Susam" diyerek açabilen bir Ali Baba'ydı. Ama "sokak ustaları" için bütün bu bilgilerin zerre kadar değeri yoktu.
Sayfa 74Kitabı okudu
Yıllardır kütüphaneye gidiyor taşıyabildiği tüm kitapları okuyordu. Tüm bilgisini doymak bilmez şekilde okuduğu kitaplardan ve sinagogta kendisine yardımcı olan bazı hocalardan alıyordu. Ama sürekli onun öğretmenlerden daha zeki olduğunun ortaya çıktığını söyledi. Sonunda haham onu test etmeye karar vermiş ve IQ'sunun 160 olduğunu öğrenmişlerdi... Demek bu yüzden barbut oyunundaki olasılıklar onun için çocuk oyuncağıydı, diye düşündüm.
Sayfa 74Kitabı okudu
"Hadi gidip birkaç kitap bulalım."
Sayfa 73Kitabı okudu
Sidney aslanları işaret etti ve "Onların isimleri var," dedi.
"Aslanların mı?"
Kafasını salladı. "Sabır ve Metanet," dedi.
Sayfa 73Kitabı okudu
Beşinci ve Altıncı bulvarlar arasındaki muazzam New York Halk Kütüphanesi/Bryant Parkı kompleksi, Kırk ikinci caddeden Kırkıncı Cadde'ye kadar kuzey-güney doğrultusunda uzanır ve ulusal, tarihi bir değerdir.
Sayfa 72Kitabı okudu
"Büyük bir gündü," dedim.
"Çok büyük bir gündü," diye bana katıldığını belirtti.
Kapıyı açtım ve "Ya yarın?" dedim.
"Ara beni, şekerim."
"Pekala," dedim.
Eğildi, beni öptü ve o büyüleyici gülümsemeyi üçüncü defa gördüm. Göz kırptı ve kapıyı kapattı. Cennete düştüğünü düşünüyordum.
Sayfa 63Kitabı okudu
On sekizime gelene kadar bazı kız arkadaşlarımla yatmıştım ama bu bir kadındı -tamamen farklı bir yaratıktı... seksteki iştahını göz önüne alırsak bu gayet doğru bir tanımlama olur.
Sayfa 62Kitabı okudu
Görünüşe bakılırsa, Terry'nin köylü, dar fikirli dünyasında şöhret, yaşam kadar önemli bir şeydi -var olmayan bir akrabanın yalan, sahte ünü olsa bile.
Sayfa 62Kitabı okudu
Topuksuz 1.75 boyundaydı ve topuklu ayakkabılarla 1.80'i geçiyordu. Zorlu biriydi ama kıyafetinin açık göğüs kısmına ahlaksız bir sırnaşıklıkla para sıkıştıran kabadayıların hareketli parmaklarını uzaklaştırabilmek için böyle davranmak zorunda olduğunu söyledi.
Sayfa 61Kitabı okudu
"İki saatlik geç kahvaltımız boyunca birbirine ilgi duyan iki kişinin merak ettiği tüm konuları tartıştık: geçmişlerimiz, duygularımız, düşüncelerimiz ve hayallerimiz. Ama bütün bu konuşmalar sırasında yaş farkımızdan hiç söz açılmadı."
Sayfa 61Kitabı okudu
Bütün sabah, açılış konuşmam için çalışmıştım ama beni baştan aşağı süzüp yine öyle baştan çıkarıcı şekilde gülümsedikten sonra hepsini unuttum. O sonunda, "Selam..." diyene kadar her şey donmuş gibiydi.
Sayfa 59Kitabı okudu