Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ebru Ojen

Ebru OjenLojman yazarı
Yazar
6.8/10
50 Kişi
167
Okunma
12
Beğeni
3.344
Görüntülenme

Ebru Ojen Gönderileri

Ebru Ojen kitaplarını, Ebru Ojen sözleri ve alıntılarını, Ebru Ojen yazarlarını, Ebru Ojen yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"... şeytansız, şiirsiz, aşksız bırakılmış bir mahkum, hiç kimse, belki hiçten bile azdı."
Sayfa 155
"İnsan bu dünyaya gelmemeliydi diye düşündü; doğmamalı, büyümemeli, sevmemeli, bağlanmamalıydı. Bağlardan geriye, bitmemiş, kamburlaşmış ilişkiler, ipler kalıyordu, kesip atamıyor, atıp kurtulamıyordun."
Sayfa 141
Reklam
"Selma'yı hayata bağlayan tek şey belki de beklediği gerçek acıydı. Onu tarumar edecek kadar büyük bir acıyı yaşamadan bu dünyadan çekip gitmek istemiyordu. İliklerine kadar hissedecek, nefessiz bırakacak, göğsüne saplanmış kesif acının özlemi... Uçurumun başında oyalanmasının tek nedeni buydu. "
Sayfa 89
"Nasıl oluyor da gözlerini kör edebilecek kadar çeşitli renkler doğada bu kadar uyumlu bir arada durabiliyor, değişiyor, sönüyor, tekrar canlanıyordu? Şiir de öyleydi işte. Dizeler boyunca deviniyor, içe kapanık biçemiyle sarsıyor, şahlandırıyor, yaralayıp kanatıyor, buna rağmen yaşamını sekteye uğratmıyordu. "
Sayfa 87
"Sevmek, şefkat duymak ona göre, uydurulmuş, insanları karanlık bir cehalete sürükleyen, korkunç zincirlere bağlayan kelimeler, duygulardı."
Sayfa 63
"Kızına karşı, uzaktan geçen bir yabancıya duyduğu hisleri besliyordu. Onları beslemek zorunda hissetmemek, kabahat sayılmamalıydı. Neden insan yavruları tıpkı hayvanlarınki gibi doğduklarından birkaç ay sonra başlarının çaresine bakacak duruma gelmezlerdi? Eğer kendi kendilerini doyuracak vasıflar kazanamayacaklarsa ölsünlerdi. Kendilerine bile faydalı olmayan bu yaratıklar doğa için külfetten başka ne olabilirdi ki? "
Sayfa 58
Reklam
"Düşündükçe kafasının içindeki bütün kılcal damarlar aynı anda patlıyor, küçük küçük parçalara ayrılıp dünyanın her yerine dağılmak istiyordu."
Sayfa 50
"Çocukları uğruna yalan söyleyebilecek annelik zırvalığından nefret ediyordu. İnsanların annelik için söylediği her şey temelsiz binaların küçük bir sarsıntıyla devrilmesi gibi, zihninde yerle bir oluyordu."
Sayfa 41
Sert...
"Çocukları onun hırsızlarıydı! Onlar Selma'nın önce kalsiyum depolarını tüketmiş sonra ruhunun en dokunaklı kısımlarını çalarak kendilerine ait bir şey gibi sergilemiş, bedenindeki izleri kendi bedenlerine iğnelemiş solucanlardan başka bir şey değillerdi. Biri ondan gülüşünü, biri çıkık elmacık kemiklerini, biri duygu dolu bakışlarını, biri becerikli ellerini, biri umut ışığını, biri gözlerinin şeklini, biri de şiire olan tutkusunu çaldı. Dahası; biri cinsel organıyla göbek deliğinin arasındaki mesafeyi, biri kıvırcık saçlarını, biri oturaklı ses tonunu, biri düzgün dişlerini, biri gittikçe tizleşen kahkahasını, biri anti-romantizmini, biri kıyamete olan inancını, biri ellerinin hareketlerini, biri kıskanç öpücüklerini, biri biçimsiz tekilliğini, ustalıklı seçiciliğini, biri soğukkanlılığını, biri iri gözlerini, biri eğik boynunu, biri pankreasının sağlıklı işleyişini elinden aldı ve şimdi taze, yeşil sulu yapraklar gibi ortalıkta dolanıyor, üstelik aç gözlerle ondan daha fazla ne alabiliriz diye aranıyorlardı. Bu dışkılayan bedenlerin benden çıktığına inandıran şey neyse çıksın ortaya! Gerçeği söylesin. Ömürlük bir mahkum olduğumu itiraf etsin. Çocukların sevimli olduğunu düşündüren her kimse yalan söylemeyi bıraksın. "
Sayfa 40
130 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.