İnanmış gibi görünüp küfrünü gizleyen kimseye münâfık denir. Bu kelime (نفق-nefeķa) kökünden türetilmiştir. O da, ada tavşanının yuvasının deliği anlamına gelmektedir. Çünkü bu hayvancığın yuvasının iki deliği vardır; birine nâfiķâ' (نافقاء) ötekisine de ķâśı'â (قاصعاء) denir. Bu hayvan, nâfikâ'dan sıkıştırılırsa ķâśı'â'dan çıkar; ķâśı'â'dan sıkıştırılırsa nâfiķâ'dan kaçar. Münâfık da böyledir; sıkışınca, yerine göre, ya mü'min ya da kâfir görünür.
"Ayrılık günü neler olduğunu görseydin
Yadsımazdın akan gözyaşlarını
Yaradılış giysisinden soyunsaydın
Bilirdin Hira mağarasındaki sırrı
Ne ki, zâhir senden manayı gizledi
Bizimle olmayınca, öldürdün katı kalbini
Bilmediğinin ardına düşme
Sakın gönlünü gözünü kulağını
Sorumludur gönlün, evliyaya karşı tavrından
Öyle bir durum ki öyle, özür kabûl etmez
Bir an önce nasîb almaya çalış da
Yürüyüver sâliklerin ardınca.."
Elinizdeki bu küçük eser İbnül-'Arabi hakkında gelişigüzel
yazılmış bir menkibe kitabı değildir. Okuyucu burada,
daha çok İbnü'l-arabi etrafında insanlar arası birtakım ilişikleri,
çekişmeleri, onun öğetisine karşı birbirinden farklı davranışları
bulacaktır. Eser, bu büyük şahsiyetle ilgili bir kaynak
kitap olmak durumu yanında, yurdumuzda İbnü'l-'Arabi
etrafında gelitirilecek olan ilmi araştrmalara da bir katkısı
olacak düşüncesiyle diliınize çevrilmiştir.
diyecek bir şey yok
görüyorsunuz,
aynen önsözden aktardığım gibi böyle bir kitap
Akademik düzeyde bir eser. Ibni Arabi Hazretlerini yüksek lisansta çalışmak isteyenlere tavsiye edilecek cinsten. Ben lisans öğrencisiyim sadece bilgilenmek için okudum. Ilk bölümünü tavsiye ederim okumanızı diğer bölümler biraz ayrıntı.