Emeran Mayer

Beyin Bağırsak Bağlantısı author
Author
7.8/10
31 People
162
Reads
7
Likes
1,379
Views

Emeran Mayer Posts

You can find Emeran Mayer books, Emeran Mayer quotes and quotes, Emeran Mayer authors, Emeran Mayer reviews and reviews on 1000Kitap.
Bağırsakta yaklaşık 8 milyon mikrobik gen bulunur, bu sayı insan genomundan 400 kat daha fazladır. Daha da şaşırtıcı olan, biz insanlar genetik olarak çok az farklılık gösteririz ve genlerimizin yüzde 90’ından fazlası ortaktır ancak bağırsaklarımızdaki mikrobik genlerin çeşitliliği çarpıcı bir şekilde farklılık gösterir; sadece yüzde 5'i herhangi iki insan­da ortaktır. Bağırsak mikrobiyomu, beyin-bağırsak duyguları üreten makinelerimize yepyeni bir karmaşıklık ve fırsatlar boyutu kazandırır. Bağırsak mikrobiyotamızın duyguları hissetmemizdeki yeri çok önemli olduğu için stres, beslenme şekli, antibiyotikler ve probiyotikler gibi mikrobiyotanın metabolizmasını değiştiren herhangi bir şey, prensip olarak duygu oluşturan devrelerin gelişimini ve tepkisini değiştirebilir. Örneğin, duygusallıkla ilintili olarak dünyanın değişik bölgelerinde yaşayan insanlarda gördüğümüz farklılıklar, beslenme tarzı ve bağır­sakların mikrobik işlevindeki coğrafi farklılıklarla ilişkili olabilir mi? İleri sürülen bu yeni duygu kuramı doğruysa, cevap evet demektir. Bu tür bağlantıları doğrulamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulsa da, şunları söyleyebiliriz: Duyguların özü bağırsaklardan ve vücudun diğer bölümlerinden tamamen izole edilmiş bir kavanozdaki hayali bir beyinde bile muhtemelen üretilebilirken, böyle bir beynin duygusal de­neyim repertuarı çok fazla olmayacaktır. Bağırsakların ve buraya yerleşik mikrobiyomun, duygularımızın yoğunluğunu, süresini ve benzersizliğini belirlemede büyük bir rol oynadığını düşünüyorum.
Mutluluk veya sevgi ile ilişkili sinyallerin bağırsak mikrobik çeşitliliğini artırdığı, bağırsak sağlığını geliştirdiği, bağırsak enfeksiyonlarından ve diğer hastalıklardan koruduğu ortaya çıkabilir.
Reklam
Hepimizin bildiği gibi, bütün stres türleri bizim için kötü değildir. Kronik ya da tekrarlayan stresin aksine, akut stres ve buna bağlı duygusal uyarılma sınav veya topluluk önünde konuşma yapmak gibi zorlayıcı durumlarda performansımızı artırır. Bağırsak enfeksiyonlarına karşı savun­mamızı güçlendirerek bağırsak sağlığına da yararlı etki yapar. Bu, çok yönlü bir şekilde çalışır. Akut stres, stresle ilişkili beyin sinyallerine tepki olarak midedeki asit üretimini artırır, bu da yiyeceklerle alınan mikropların ba­ğırsaklarımıza ulaşmadan ölme olasılığını yükseltir. Ayrıca, bağırsaklara sıvı salınımını artırması ve patojen bakteriler de dahil olmak üzere içeriğini vücuttan uzaklaştırmasını bildirir. Son olarak, defensinler adı verilen antimikrobiyal peptidlerin salınımını artırır. Bütün bu tepkiler, sindirim sistemin bütünlüğünü potansiyel olarak tehlikeli işgalcilere karşı savun­mayı ve bir enfeksiyon oluştuğunda bunun süresini kısaltmayı amaçlar. Ancak, akut stresin bağırsaklar ve buradaki mikroplar üzerindeki bu koruyucu etkilerine karşın, bu etkilerin aşırıya kaçması durumunda fay­dadan çok zarar oluşmaya başlar. Kronik stres, gastrointestinal enfeksiyon gelişme riskini artırır ve enfeksiyon geçtikten sonra belirtilerden şikayetçi olduğunuz sürenin uzamasına neden olur. Eğer İBS veya döngüsel kusma sendromu gibi strese duyarlı durumlardan muzdaripseniz kronik stres belirtilerin daha şiddetli olmasına yol açan etkenlerden biridir.
İnsanlığın ilk günlerinden beri, duygular düşüncelerimizi renklendirir ve kararlarımızı etkiler. Tehlike belirdiğinde, duygular dövüşmenize veya kaçmanıza yardımcı olur; bir eş bulmanıza yardımcı olan güdüleri harekete geçirir ve çocuklarınızla bağ kurmanızı sağlar. Duygularınız zevklerinizin oluşumunda rol oynar, sağlığınızı etkiler, en nefret ettiği­niz şeyleri belirler ve tutkularınızı alevlendirir. Hissettiğimiz duygular bizi insan yapan en özel şeylerdir.
Henüz sadece sezaryenle doğan bebeklerin bağırsaklarının annenin vajinal mikropları ile değil, annenin cildinden, ebelerden, doktorlardan, hemşirelerden ve doğumhanedeki di­ğer yenidoğanlardan gelen mikroplar tarafından kolonize olduğunu ve bu bebeklerin bağırsaklarına bifidobakteriler gibi önemli ve faydalı bakteri­lerin yerleşmesinin vajinal yoldan doğan bebeklerin bağırsaklarına göre daha uzun sürdüğünü biliyoruz. Tehlikeli bağırsak mikroplarından biri olan Clostridium difficilc'in sezaryenle doğan bebeklerin bağırsaklarına yerleşip aşırı çoğalması olasılığının daha yüksek olduğunu ve yine sezar­yenle doğmuş olan bebeklerin ileri yaşlarda obez olma ihtimalinin daha fazla olduğunu biliyoruz. Bilim insanları, sezaryenle doğumun bebeği beyin-bağırsak değişikliklerine ve ciddi beyin bozukluklarına karşı daha hassas hale getirmesinden şüphelenmekteler ve bunu kesin olarak öğren­mek için çeşitli araştırmalara devam etmekteler.
Üniversitede kış tatilindeyken, Brezilya ile Venezuela ara­sındaki yağmur ormanlarının derinlerinde, Orinoco Nehri'nin yukarı kısımlarında yaşayan Yanomami halkını filmeçekmekiçin bir belgesel film yapımcısına katılma şansı yakaladım. Ay ışığının aydınlattığı bir gecede, bizi konuk eden Yanomami ailesinin yanında, bir hamakta uza­ nıyorken, ormandan gelen envai çeşit sesi dinliyordum. Bir türlü uyku tutmuyordu. Kalktım, yakınlarda bir ses duydum ve çevredeki ormana doğru birkaç adım yürüdüm. Burada yalnız başına 15 yaşında bir yerli kadın gördüm, tam bir sessizlik içinde, büyük bir muz yaprağı üzerine çömelmiş, doğum yapıyordu. Bebek doğduktan sonra, göbek kordonunu keskin bir nesneyle kopardı. İşte karşımda herhangi bir yardım ya da tıbbi müdahale olmaksızın doğal olarak dünyaya gelen bir bebek durmaktaydı ve köyde hiç kimse bu olayı fark etmemiş gibiydi. Bu doğum koşulları, tıbbı eğitimim sıra­sında gördüğüm modern hastane ortamındaki doğumlardan çok ama çok uzaktı: Steril bir doğumhane veya mikropların "temizlenmesi" için annenin vajinasına antiseptikler uygulayan bir kadın doğum uzmanı yoktu. Bunun yerine en genç Yanomami, sadece annesinin vajinal mik­robiyomuna değil, aynı zamanda (yıkanıp temizlenmemiş) ellerinde, muz yaprağında ve toprakta bulunan tüm mikroplara maruz kalmıştı. Yine de sonraki haftalarda hem annesi, hem de babası tarafından kucaklanan bebeğin sağlığı mükemmel görünüyordu.
Reklam
252 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.