O anda anladım ki dünyayı karanlık ve korkutucu bir yer gibi hissetmeye başladığında, sevginin varlığı seni dansa götürüyor, kahkahalar acını azaltıyor ve bu güzellik, içindeki korkuda çentikler açıyor.
"Bir keresinde herkesin kelimelerle düşünmediğini okumuştum. Herkesi ve her şeyi anlamlandırmak için dil kavramını kullanmayan, dünyayı otomatik olarak bölümlere, sayfalara ve cümlelere ayırmayan tüm bu insanları hayal ettiğimde dehşete kapılmıştım."
"Annemin teorisi, genç bir cildin bir kadına daha çok para kazandıracağı (hem oyunculuk hem garsonluk için geçerli), iyi bir iç çamaşırının onu daha özgüvenli yapacağı (şimdiye kadar doğru) ve iyi kitapların da onu mutlu edeceğiydi (evrensel gerçek). Demek ki biz de annemin bu teorilerini aklımızın bir köşesine yazmıştık."
"Çünkü insanın kalbi bir kere gerçekten paramparça olduktan sonra böyle bir telefon görüşmesi pek de bir anlam ifade etmezdi. Belki birazcık canın yanar ya da en fazla söylenirdin. Ama kalp kırıklığı kesinlikle söz konusu değildi."