Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emre Taş

Emre TaşEğer Ben Kâbil İsem yazarı
Yazar
10.0/10
1 Kişi
17
Okunma
1
Beğeni
252
Görüntülenme

Emre Taş Gönderileri

Emre Taş kitaplarını, Emre Taş sözleri ve alıntılarını, Emre Taş yazarlarını, Emre Taş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ateşten Gömlek
Aşk bir kızıl gömlektir, ya yeninden görünür, ya yakasından.
“Ben Âdem evladı olmak istemem. Derdi çok. Belim ağrır yedi yıldır. Ağzımda diş yok, karı çiğner verir ağzıma ekmeği. Adem değil Cibriloğlu olaydım, göklerde dolanaydım. Âdemoğlu hak ister, akrabalık diler, gelinsin gidilsin ister, elin erdiği yer var ise oradan gedik diler. Aziz Tanrı güçsüz beden ilen bizden kulluk diler, elçileri buyruğa itaat diler, papazı-imamı itaate devam diler, kral ile sultan Tanrı'nın gölgesiyim der, yazıcısı gelir kızıl ilen beyaz sikke diler. Ana baba ebeveyn hakkını diler, kardaş mirasın yarısına konmak diler, oğlan atası tezelden gebermekle evinin taşını söküp kendine gayrı konak etmek, terekeyi savurup saçmak, ata ocağını hela edip ortasına delik açıp içine bir güzel sıçmak diler.”
Reklam
Derken "El-faaatiha!" denildi, herkes ve her șey sustu.
"Halife Ömer -Allah ondan razı olsun- kâfir olan kendi atasının boynunu vurdu derler. Oğuz Han dahi inkâr ehli olan atasına kıymıştır. Bilirsiniz, Tanrı Teala kitabında buyurur ki, asi bir baba, evlat veya karındaş ile dost olunmaz. Bakasız beyler, abdestle yatağıma vardığım bir gece düşümde kırılmış irice yumurtalar gördüm, ne olduğuna mana
Sayfa 194 - İletişim Yayınları, 1. basımKitabı okudu
Kendini bilene babasının kanı helal, kendini bilmeyene anasının sütü haram.
Sayfa 193 - İletişim Yayınları, 1. basımKitabı okudu
Bağrı yanık kulun ahı tutar, tek onu bil.
Sayfa 189 - İletişim Yayınları, 1. basımKitabı okudu
Reklam
“Buyurun, lütfedin göbek taşına. Tellaaaak!” Bir tellak geldi ki sanasın Nil Nehri’nde yüzer aygırdır.
Sayfa 181 - İletişim Yayınları, 1. basımKitabı okudu
İnsanın kaderi bir belaya müpteladır, o bela ne cins ise hep onu çeker derler.
Sayfa 184 - İletişim Yayınları, 1. basımKitabı okudu
Miru Hatuncuğun karnında yahut kucağında kardaş olmaklık onlara yetmediyse, göz açıp büyüdükleri ocaklarında kardaş saymadılarsa birbirlerini, Tuna ötesinde bela kardeşi olmuşlardır derim, kalpleri bilmem elbette. Birbirlerine hiç "ağam" "kardaşım" demediler on iki günde, dememişler adlarını şöyle gönülden birbirlerine. Bundan sonra da demezler zahir. İçimden bir kez, "Bırakın piç olduklarını sansınlar," demek geçti kızlara, öfke duydum bir an tüm yaşananlara. İnsan köksüzken daha iyi bir kuldur, böbürlenmez kanıyla, soyu ve sopuyla, üzerine miras kalanla, talepkâr olmaz padişahlar gibi dünya malına, çalışır kazanır belki, kabre daha sağlam tevekkülle girer, sadece Rahman'a tabi olmakla. O yüzden padişahlar doldurur kapılarını nesebi belirsizlerle yahut kökü unutturulmuşlarla. Cennet-i alada yasak elmayı dişlediği vakit Adem baba ile Havva ana, onları cezaen dünyaya salmıştır derler, Allahu Teala. Fakir, tefekkür ederim ki en büyük ceza, sınanmalarıdır onların cennette var olmayan soy sop belasıyla ve dahi evlat acısıyla, nesillerinin imtihan olunmalarıdır oğul kız olmakla ve karındaşlıkla. Fakir böyle yazıp günaha girerim, doğrusunu Hak Teala bilir vesselam.
Sayfa 179 - İletişim Yayınları, 1. basımKitabı okudu
Büyük bir cenk daha oldu. Amma bu kitap bir hünerler kitabı değildir ki mertlerin nasıl bilek tutuştuklarını layıkıyla anlatsın.
Sayfa 173 - İletişim Yayınları, 1. basımKitabı okudu
53 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.