1957’de İtalya’da doğan Enzo Traverso Picardie Üniversitesi’nde (Amiens, Fransa) siyaset bilimi profesörüdür. Bir düzine yabancı dile çevrilmiş çok sayıda kitabın yazarıdır. Son çalışmaları arasında şu yapıtlar bulunmaktadır: Le Totalitarisme (Seuil, 2001), La Violence nazie (La Fabrique, 2002), À feu et à sang. La guere civile européenne 1914-1945 (Stock, 2007; Hachette-Pluriel, 2009). La Découverte yayınevinde daha önce Les Juifs et l’Allemagne (1992) ve Siegfried Kracauer. Itinéraire d’un intellectuel nomade (1994, yeni basım 2006) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Türkçe’de yayımlanan kitapları şunlardır:
Yahudi Meselesi ve Marksistler (Yazın); Geçmişi Kullanma Klavuzu (Versus).
Geçmiş; kültürel duyarlılıklara, etik sorgulamalara ve şimdiki zamanın politik gereklerine göre ayaklanıp yeniden yorumlandıktan sonra kolektif belleğe dönüşüyor.
Böylece tarihsel alanların, uygun kabul binalarıyla (oteller, restoranlar, hediyelik eşya dükkanları, vb.) donatılmış ve hedef odaklı reklam stratejileriyle kitlelerin beğenisine hitap eden, düzenlenmiş ziyaret yerlerine ve müzelere dönüştürülmesiyle birlikte "bellek turizmi" şekilleniyor. Araştırma merkezleri ve yerel tarih cemiyetleri bu bellek turizminin düzeneklerine dahil ediliyor, hatta kimi zaman finansmanlarını da bunlardan sağlıyorlar.
Bu olgu, kuşkusuz bir yandan geçmişin şeyleşmesi sürecinden kaynaklanıyor: yani geçmişin estetikleştirilmiş, yansızlaştrılmış ve kârlılaştırılmış, böylelikle de turizmin, gösteri endüstrisinin, özellikle de sinemanın bünyesine kattığı, kullanımına hazır bir tüketim nesnesine dönüştürülmesinden...
Uluslar, şiddet ve katliamlardan, din savaşlarından ve iç savaşlardan doğar lakin kendilerini inşa etmeleri için unutmayı öğrenmeleri gerekir. Ernest Renan da aynı sonuca ulaşır: "Unutmayı bilmek, herkes için iyidir."
Uzun süre sonra tarihi bir kitap okurken Zevk aldım. Enzo zaten harika bir siyasetçi ama bilirsiniz tarih ve siyaset ayrılmaz bütün. Enzo tarih araştırmacısı olarak devam ediyor. Bellek ve tarih kavramını o kadar güzel aktarıyorki belki haftalarca bu kitaptan öğrendiklerimle ders anlatabilirim. En sonunda bu ayrılmaz ikiliyi politikaya bağlıyor. Kendisi de verdiği derslerden konuşmalardan derlemiş kitabı. Akademik bir birikim varsa tavsiye ederim çünkü asla basite indirgememiş. Kitabın önsözünde çevirmen herkes okuyabilir diyor ama unutmayın herkes kendinin en bildiğiyle en bilmediği arasındaki farkı tam ayırt edemez. O yüzden birikim yoksa yormayın kendinizi.