1984 yılında Diyarbakır'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini bu şehirde tamamladıktan sonra Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde İngilizce Öğretmenliği okudu. Alakarga Yayınları'ndan çıkan iki romanı (Veda Oyunu, Ölüm ve Adam) ve bir çeviri kitabı (İlk Aşk - Joyce Carol Oates) bulunmaktadır. Yakın bir zaman içinde aynı yayınevinden, yine Joyce Carol Oates'ten başka bir çeviri çalışması daha yayınlanacaktır. Diyarbakır'da İngilizce öğretmenliği yapmakta, edebiyat çalışmalarına devam etmektedir.
Esas olan sadece yaşamak değil, insana yakışır şekilde ve onurlu yaşamaktır.
Teslim olmadan, boyun eğmeden, sürünmeden, el etek öpmeden yaşamaktır.
Nazım Hikmet
“ Aşık olmadan yaşamak, yaşamak değildir . Çok şükür âşığım. Bana öyle geliyor ki bir tek insana, yüz milyonlarca insana, bir tek ağaca, bütün ormana, tek bir düşünceye, birçok düşünceye ve
fikre âşık olmadan yaşamak, yaşamak değildir.
"... Ne güzel şey hatırlamak seni:
Ölüm ve zafer haberleri içinden,
Hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken...
... Ne güzel şey hatırlamak seni:
Yazmak sana dair,
Hapiste sırtüstü yatıp seni düşünmek..."
"Bütün bu özgürlük yıllarında Nâzım'ın içten içe işçilerin, kadınların, köylülerin, eşit bir dünyanın davasını yürüttüğünü bilsem de çok güzel şiirler yazdığını da biliyordum. Ben bir edebiyat eleştirmeniyim ve iyi şiirle kötü şiiri ayılabilirim: Nâzım, kesinlikle Türk edebiyatına yeni bir soluk getiriyordu."
-Nurullah Ataç
Bir insan kendi kaderinin kendi hazin iradesinin sınırlarını ne kadar zorlayabilir , diye düşünüyordur. Özgürken ya da açıkca bir mahkumken bile ? Başka bir varoluşu algilayabilme, onu kabullenme ya da basitçe reddeme eşiğimiz tam olarak neresidir?
Sevgilileri, eşleri, arkadaşları, çocukları anlatıyor Nâzım'ı...
Dünyanın bir ucuna ulaşmış ününe rağmen, yüreğinde zerre kibir barındırmayan Nâzım'ı...
Tepeden tırnağa insan...
Yaşamaya, özgürlüğe, sevgiye, sanata, edebiyata aşık olan Nâzım'ı...
Mapusta köylüye ders veren,
Öğretmen Nâzım'ı...
Onu tanıyan herkesin hemencecik etkilendiği, dalgalı saçlı, mavi gözlü,
Büyük insan Nâzım'ı...
Öncelikle kitap başlarda çok karışık geldi bana bir türlü kafamda kurgusu oturtamadım. Ancak ilerledikçe şekillenmeye başlayan ve şekillendikçe ilgimi çeken farklı bir eser oldu benim için... Kitapta eskilerden bilindik bir hikayeyi bir taraftan roman tarzında ve her bölümde değişen karakterleriyle birlikte o karakterlerin ağzından anlatmış, buda biraz olayların karışmasına, konunun anlaşılmamasına neden olmuş, bir taraftan da günümüze uyarlanmış şekliyle tiyatro formatında oyun şekilde anlatılmış. Eserin roman kısmıyla tiyatro kısmı birbirini tamamlar nitelikle oluşturulmuş. Ayrıca bir taraftan da ara ara yazarında yine kendi ağzından tiyatroda eserin yazım süreci, karakterleri, dekorların nasıl şekillendiği anlatması esere ayrı bir boyut katmış. Kitabın benim açımdan en olumsuz yanı genel itibariyle cümlelerinin çook uzun olmasıydı.
Veda OyunuErhan Sunar · Alakarga Sanat Yayınları · 20148 okunma
“Aşık olmadan yaşamak, yaşamak değildir.
Çok şükür aşığım. Bana öyle geliyor ki, bir tek insana, yüz milyonlarca insana, bir tek ağaca, bütün ormana, tek bir düşünceye, birçok düşünceye ve fikre aşık olmadan yaşamak, yaşamak değildir.”
- Nâzım Hikmet
~~~Bana göre aşkın en iyi tanımlamalarından birisidir şiirden bu satırlar.
Nazım Hikmet Ran hayatının bir özeti diyebiliriz kitap için. Boyutunun mini olması nedeniyle her çantada, her yerde okunabiliyor olması güzel yanı.
Şairin annesi, babası, oğlu, dostları, Pirayesi, Verası, Münevveri... Noktalar uzar da gider burada. (:
Kemal Tahir, Orhan Kemal, Hasan Ali Yücel, Peyami Safa, Abidin Dino, Şevket Süreyya gibi hayatına girmiş insanların şair hayatından çeşitli kesitler sundukları bir oturuşta okumalık mini kitap.
Şairin hayatı ile ilgili vurgulardan biri de; aşk duygusunu yoğun hissetmesinden dolayı özel hayatı hareketli ve de güzel şiirler ortaya çıkarmıştır Nazım Hikmet Ran.