Erhan Sunar, yeni tanıştığım bir yazar. Tesadüf eseri tanıştığım demek daha doğru olur. Kitap kurgusal olarak iyi denilebilecek kadardı. Olaylar, sanki biraz yüzeysel kalmış gibiydi. Yazar, okuyucuları romanın içine davet edebiliyor olsaydı daha keyifli bir okuma meydana gelebilirdi. Genel olarak kolay okunacak cinsten bir kitap olmuş. Kelime kuruluşları oldukça başarılı olmuş ve hikâyenin ana ekseni hep birarada tutulmaya çalışılmış. Bazen yaşanan olayları, okuyuculara düşündürmeye çalışması da oldukça başarılı bir etki yaratmış. Karakterlerin derinlemesine olarak ele alınması da oldukça başarılı olmuştur. Ölüm ve Adam romanı bir yazarın( Tekin Turan) peşi sıra gölge gibi dolaşan karakterlerden oluşan bir siyasi hücreden bahsediyor önce. Romanın içine dahil olduğumuzda ve olayları araladığımızda aşkla başlayan ölüme kadar uzanan düşünceler ve eylemler arasında karakterlerin tek tek kişiliklerine odaklanıyor. Bunu yaparken romanın söz almayan tek kahramanı herşeyden habersiz şehrin surları içinde, sokaklarda, çay ocaklarında, meyhanelerde.. Şehrin kalbinin attığı neresi varsa orada elinde bir defter romanını yazıyor. Başının üzerinde bir sarkaç gibi sallanan ölümü hiç fark etmeden. Yazara ne olacağı, kahramanların nerede duracakları ise yavaş yavaş çözülüyor sayfalar ilerledikçe.. Bu güzel romanı, karmaşık duygular içinde tek tek düğümleri çözerek okuyacaksınız.