Eric Fassin kitaplarını, Eric Fassin sözleri ve alıntılarını, Eric Fassin yazarlarını, Eric Fassin yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Popülist aşırı sağ; halkın bağrından kopup gelen yabancı düşmanlığına dayalı belirli ve yoğun bir duyguyu ifade etmez; o, devlet stratejilerini ve halktan kopuk siyasi tartışmaları kendi çıkarı için kullanan bir yardakçıdır.
Günlük dilde, daha doğrusu günlük siyasi dilde, 'popülist' olarak adlandırdığımız partiler, benzerliklerine karşın ortak özel bir paydaya sahip değiller.
Zaten popülizm terimi yalnızca aşırı sağlığı nitelemek için kullanılmıyor Venezuela'da Hugo Chavez'in ölümü ve Arjantin'de Kirchnerizm'in sonu ile Latin Amerika'da gerilemiş olsa da popülizm solda yeniden gündem haline geliyor.
Bugün Donald Trump'tan Vladimir Putin'e, Macaristan'da Victor Orban'dan Polonya'da Jaroslaw Kaczynski'ye ya da Türkiye'de Recep Tayyip Erdoğan'dan Filipinler'de Rodrigo Duterte' ye kadar birçok devlet ya da hükümet Başkanı popülist olarak nitelendiriyoruz.
Son zamanlarda Popülizm üzerine sıkça okumalar yaptım. Fransız Sosyolog Eric Fassin bu kitabı 2016 yılında Trump'ın seçilmesi ile 2017 yılında Macron hemen seçilmeden önce yazıyor. Aşırı sağ popülist söylemler nasıl olur da bu kadar büyük karşılık bulur. Liberal sol ve demokrat partiyi destekleyen Nobel ödüllü Paul Krugman, Trump'ın seçilmesinden sonra şaşkınlığını gizleyememişti. Cinsiyetçi, faşist, popülist ve yalan üzerine siyasi söylem kuran bir adam nasıl olur da başkan olabilir.
《☆☆☆》
Popülizm sol ideolojiye seçim kazandırır mı orası şüpheli. Thatcher ve Reagan sonrası siyasi zemine bakacak olursak tüm dünyada sol partilerde bir dönüşüm gözleniyor. Ve bu dönüşümü sağlayan rakipleri olan sağ partiler. Seçim kazanmak uğruna ilkelerinden vazgeçen bir sol var.
《☆☆☆》
Sıkıyönetim ve ohal kanunları demokrasilerde olağan durumlar haline gelmeye başladı. Yürütme her geçen gün yasamanın yetkilerini buduyor ve kanun yapma hakkını kısıtlıyor. Her ne kadar kabullenmesek de dünya artık askeri darbelerden çok demokratik darbelere sahne oluyor ve buna kimse ses çıkarmıyor; çıkaranların ise sesi kalabalıklar içinde kayboluyor. Parti kapatmalar, azledilen başkanlar, kararnameler ile yönetilen ülkeler, polis denetimi, ifade özgürlüğünün üzerindeki kontrol ve baskı... Bunların hepsi demokrasi adına çoğunluğun azınlığa tahakkümü olarak gerçekleşiyor. Ve zulme karşı direndiğinizde çapulcu, jakoben, terörist olarak yaftalanıyorsunuz.
《☆☆☆》
Sonuç olarak yeni bir Sol mümkün mü? Mümkünse nasılsın olacak. Seçim kazanmak için ödün mü verecek yoksa daha büyük bir dönüşüm için mücadele mi edecek?
Her şehirde birbirine zıt şu iki eğilim mevcuttur:Halk , Güçlüler tarafından yönetilmeyi ve bastırılmayı arzu etmezken; Güçlüler halkı yönetmeyi. ve bastırmayı arzu eder.....