1991 yılında Ankara'da doğdu. Üniversite eğitimini Karadeniz Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü'nde tamamladı.
2019 yılında 'Dualar Büyüttüm İçimde' isimli ilk öyküsüyle Ümraniye Belediyesi'nin düzenlediği öykü yarışmasında mansiyon ödülü aldı ve yazarlık hayatına adım atmış oldu. İlk romanı Uyanma Vakti 2021 yılında Luna Yayınları etiketiyle, ikinci romanı Mahrumiyet Oteli ise 2023 yılında Ange Yayınları etiketiyle okuyucularıyla buluştu.
Romanlarının yanında Kültür Bakanlığı'na kayıtlı 'Kar' ve 'Sakla Saklan' isimli iki tiyatro oyunu bulunmaktadır."
Görebilen yok ama kan damlıyor!
Kiminin kaleminden,
Kiminin gölgesine ağır gelen kederinden.
Ilık ılık akan bir kırmızılık...
Kendine tahsis edilen sınırları aşıp
Aydınlık bir ilkbahara süzülüyor.
“Tenime ilk kez bir erkek eli değdiği zaman cennetten bir kapı açılır, gülüşü tenime dokununca dünyalar benim olur ve bütün ömrümü ona adarım sanmıştım. Vücuduma bıraktığı tohumun her zerresinin hayat boyu birlikte takipçisi oluruz; kimse kırıp incitmesin diye gözümüzden sakınıp en iyi okulların en iyi sınıflarında yer alması için canımızı dişimize takarız demiştim.
Nereden bilirdim ki bu dünyanın Günahkârlar Sarayı’na tahsis edildiğini...”
Vurulmanın, en çok da vurulmayı sıradan saymanın Filistin haliyim,
Ne derdim biter ne kederim...
Afrika’da açlıkla sınanan ruhun
Batı’ya bağışlanmış obez kaderiyim ben.
“Tenime ilk kez bir erkek eli değdiği zaman cennetten bir kapı açılır, gülüşü tenime dokununca dünyalar benim olur ve bütün ömrümü ona adarım sanmıştım. Vücuduma bıraktığı tohumun her zerresinin hayat boyu birlikte takipçisi oluruz; kimse kırıp incitmesin diye gözümüzden sakınıp en iyi okulların en iyi sınıflarında yer alması için canımızı dişimize takarız demiştim.
Nereden bilirdim ki bu dünyanın Günahkârlar Sarayı’na tahsis edildiğini...”
Mahrumiyet Oteli / Ersin Doğan
Kitabımın adı hüzünlü bir yolculuk olacağının habercisiydi aslında. Mahrumiyetler… Sevgi, ilgi, aile, dostluk gibi yoksunlukların yerini başka şeylerle doldurmak mümkün olmuyor. Eser de bu tema üzerine kurulu.
Hayatın kendisine biçtiği rolle yetinmeyenler bir gün geçmişin rövanşına mutlaka alırlar. Kimi zaman bu mutlu son getirir kimi zaman da hüsran ama ne olursa olsun yarım kalan ve acıtan bir defter artık kapanmıştır ya bu bile ferahlamaya yetecektir aslında.
Eser;
Leman, Gölge, Derviş Baba ve Kardan Adam’la sırlarla dolu bu otelde sıra dışı bir konaklamaya davet ediyor bizi.
Evsiz çocuklar, yaptığı yanlıştan dolayı evladına sırtını dönen aileler ve varolma çabasındaki güçlü kadın mücadelesi beni hem üzdü hem de uzakta da olsa umuda sürükledi.
Heyecanı çok yüksek bir romandı. Finalinde bile iki kez şaşırttı beni. Film tadında soluksuz okudum. Yayıneviyle de tanışma kitabım oldu ayrıca. Baskı ve sayfa kalitesi birçok yayınevine örnek olacak nitelikte. Demem odur ki her anlamda kocaman bir iyi ki Kıymetli yazar @ersin_dogan1 Bey’in diğer eserlerine de merakla bekliyorum.
#alıntılarım
Madem buranın hamuruna ilim irfan katılsın istiyorsunuz o zaman önce büyük bir kütüphane yapın.
Ben en çok sonbaharı seviyorum. Bana, evrenin bile renkleri solabiliyorken kendi kaderimi ağlamamın anlamsızlığını hatırlatıyor.
Bu yaşıma kadar öğrendiğim bir şey varsa o da görünenle görünenin ardında bekleyenin her zaman farklı olduğudur
@ersin_dogan1 @angeyayinlarikitap
#mahrumiyetoteli #ersindoğan #angeyayınları
Mutluluk bir seraptır bazen, kavuştuğunu zannedersin fakat daha uzaktadır artık, erişemezsin. Yine de denersin fakat insan hayatı işte. Çırpınmak ve kanat çırpmak üzerine kurulu değişik bir zemin. İkisi arasında bir de savrulmak var, sonbaharda bir yerden diğerine savrulan yaprak olmak var. Mendil satan ayakkabı boyayan çocuklara, hafif meşrep kadınlara, ayyaşlara bakın. Her biri toplumda savrulan kesimin birer temsilidir. Oysa Amin Maalouf: “Bir toplum en güçsüz bireyini yalnız bıraktığı anda dağılmaya başlar.” demiştir.
Duyguları öksüz, sevgiden yoksun büyüyen sokağı mesken bilmiş insanlara, bir anda enkazın altında kalmış artık farklı bir hayat dairesinde hayatına devam edecek o kişilere, kalabalık aile sofralarından artık sadece yalnızlıkla randevulaşan o bireye bakın. Hayatın hoyratlığını hissedeceksiniz. Hayata tutunmak için çırpınışın öyküsünü göreceksiniz. İşte hayatlara dokunan o hayatlara mesken olan Mahrumiyet Otelleri olsun isteyeceksiniz. Savrulmamak, çırpınmaktan öteye gitmek kanat çırpmak için. Hep beraber kanat çırpmak için. Çünkü o bireye de o topluma da ihtiyacımız var bizim.
*Kıratın üstünde dörtnala bir ömür…
Atım kır, yüzlerim kir…
* Kimseler bilmez Asım bey ama bombalar patlamazken çok güzeldir bizim oralar…
* Yasa dedikleri insan ürünü kuralları vardı evrenin ama lokmalarını saymayı unutanların dünyasında ayrı, yiyecek lokma bulamayanların dünyasında ayrı uygulanıyordu.
Sevgili Ersin Doğan’ın kaleminden sımsıcak bir Anadolu öyküsü. Kitabın ismi “Kişisel Gelişim” kitabıdır önyargısı oluştursa da tamamen “Edebi” bir eser. Bundan 30 yıl önce yazılsaydı bugün kült eserler arasında yer alabilirdi. Kitapla ilgili yazacağım tek olumsuz yön ise kitap boyunca 15-20 kere “televizyon”dan “karakutu” diye bahsedilmesidir. Aynı benzetme defalarca yapılınca insan rahatsız oluyor doğrusu. Yine de ilk kitaba göre
oldukça başarılı buldum. İkinci kitabı merakla bekliyorum.
Uyanma VaktiErsin Doğan · Luna Yayınları · 202121 okunma