Erwin Panofsky

Gotik Mimarlık ve Skolastik Felsefe yazarı
Yazar
7.9/10
18 Kişi
135
Okunma
14
Beğeni
2.436
Görüntülenme

Hakkında

Sanat tarihçisi Erwin Panofsky (1892-1968) Hannover, Almanya doğumludur. Berlin, Münih ve Freiburg üniversitelerinde eğitim görmüş, doktorasını Freiburg'dan almıştır. 1920-33 yıllarında, sanat tarihi çalışmalarına paralel olarak Berlin, Münih ve Hamburg Üniversitelerinde ders verdi. Bu dönemin en önemli verimi, 1924 tarihli Idea: Ein Beitrag zur Begriffsgeschichte der älteren Kunstheorie (İdea: Sanat Tarihinde Bir Kavram) eseridir. 1931'de New York Üniversitesi'nde kısa bir dönem ders vermek amacıyla ABD'ye geldi, ancak Nazilerin yükselişiyle birlikte geri dönmekten vazgeçti ve ABD'ye yerleşti. New York Üniversitesi'nde ve Princeton Üniversitesi'nde dersler verdi. Birçok ulusal akademiye üye seçilen Panofsky özellikle sanat eserlerindeki simgeler ve ikonografi ile ilgili çalışmalarıyla tanınmıştır. Başta 1939 tarihli Studies in Iconology: Humanist Themes in the Art of the Renaissance (İkonoloji İncelemeleri: Rönesans Sanatında Hümanist Temalar), 1943 tarihli Albrecht Dürer incelemesi ve 1955 tarihliMeaning in Visual Arts (Görsel Sanatlarda Anlam) olmak üzere eserlerinin birçoğu bugün de yayımlanmaktadır.
Ünvan:
Sanat Tarihçisi
Doğum:
Hannover, Almanya, 30 Mart 1892
Ölüm:
Princeton, New Jersey, ABD, 14 Mart 1968

Okurlar

14 okur beğendi.
135 okur okudu.
7 okur okuyor.
161 okur okuyacak.
3 okur yarım bıraktı.

Okur demografisi

Kadın% 66.7
Erkek% 33.3
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Bu öznelciliğin en tipik ifadesi, Giotto ve Duccio ile beliren ve 1330-40’lardan itibaren her yerde kabul görmeye başlayan, uzayın perspektif yorumlanmasının ortaya çıkışıdır. Maddi bir boyama veya çizme yüzeyinin, maddi olmayan bir yansıma düzlemi olarak yeniden tanımlanmasında perspektif, -başlangıçta mükemmellikten ne kadar uzak olarak ele alınmış olursa olsun- sadece “ne görüldüğünü” değil, ama aynı zamanda belirli koşullarda “nasıl göründüğü” konusunu da açıklar. Perspektif, Ockham’ın deyimini kullanacak olursak, subjenin objeyi dolaysız sezişinin kaydedilmesidir. Böylece perspektif, modern “natüralizm” için yolu açar ve görsel anlatımı sonsuzluk kavramına ekler; çünkü perspektif kaçış noktası, ancak “paralellerin kesiştiği noktanın izdüşümü” olarak tanımlanabilir.
Sayfa 18
Ancak, bir an için bütün yapısal benzerlikleri bir kenara bıraksak bile, Gotik mimarlık ile Skolastik felsefe arasında, zaman ve mekan açısından elle tutulur ve rastlantısal olamayacak bir çakışma vardır; öylesine göz ardı edilemeyecek bir çakışma ki, ortaçağ felsefesi tarihçileri, daha sonraki değerlendirmelerden etkilenmeksizin, kendi malzemelerini, sanat tarihçileri ile kesinlikle aynı dönemlere yerleştirmişlerdir.
Sayfa 10
Reklam
Reklam