Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ethem Baran

Ethem BaranDöngel Dünya yazarı
Yazar
8.0/10
354 Kişi
1.434
Okunma
99
Beğeni
7bin
Görüntülenme

En Eski Ethem Baran Gönderileri

En Eski Ethem Baran kitaplarını, en eski Ethem Baran sözleri ve alıntılarını, en eski Ethem Baran yazarlarını, en eski Ethem Baran yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
herkesin gerçeği kendine acı / herkesin acısı kendine biricik.
Kuşlara benzer kelimeler, odana dolarlar bir akşam. Nereden gelirler bilinmez. Kâh çığlık çığlığadırlar, kâh sesleri işitilmez. Çiçeğe benzer kelimeler, turuncu, erguvan, beyaz. Bir rüzgâr sürükler hepsini. Bulutlara güven olmaz.
Sayfa 11 - Doğan Kitap 1.Baskı 2009 /Cemil Meriç, Bu Ülke'den bir pasaj
Reklam
Bazen sığınacak dal arayan yaralı bir kuş oluyormuş sazın sesi, bazen de doruklarda süzülen bir kartal kanadı.
Sayfa 37 - Doğan Kitap 1.Baskı 2009 "Söylerim Sözüm Almıyor" adlı öyküden
Mayısta çağlar derenin özü Arıdır dili şekerdir sözü Geçse de yaşım doksanı yüzü Ben senden sevdiğim geçemiyorum.
Sayfa 63 - Doğan Kitap 1.Baskı 2009 "Bozulmayan Yazı" adlı öyküden
Zurnanın ortaya çıkışı ve Eşek kulaklı Midas efsanesinin İskender versiyonu
Ey efendi, bu alemde sır saklayan da vardır, sır saklamayan da. Bu sır saklayanla, saklamayan arasındaki fark nedir? Evet, nedir? Evet, Zülkarneyn, yani senin bildiğin İskender, bunun için set çekti, dünyayı dolandı üç defa. Çünkü bu herifin boynuzu vardı. Kendisini tıraş eden garibim berberleri cellada teslim ederdi ki, kimse onun boynuzlu olduğunu bilmesin. Bir genç berber bunu tıraş etti. Yemin verdirdi ki kimseye deme diye. İkrar ver, seni azat edeyim. İkrar verdi berber: "Kimseye demeyeceğim" Zülkarneyn de bunu öldürmedi. Nihayet bu genç berber hiç kimseye demedi amma içine de dert oldu ağzına yanayım. Ben bu içimdekini nasıl da dışarı vururum diye derdine düştü. Ula kardaşım, herifçioğlunun gözüne uyku girmedi senin anlayacağın. Birisine desem, dilden dile duyulup beni ölüme götürür. Ulan, ne yapsam, ne etsem derken, peki ne yaptı? Bir kuyuya eğildi, bağırdı üç defa: "Zülkarneyn'in boynuzu var, boynuzu var, boynuzu var." Kuyudaki suyun içinde bir kamış bitti o saat. Hain şeytan da, işinin adı ne, anında geldi, o kamışı kesti mi sana! Aha babanın ağzına yanayım. İşte çalgı oradan gelir, yani zurna. Bir zurna yaptı. Zurna da bütün aleme duyurdu Zülkarneyn'i. Onun boynuzu var. Evet, müzevirin piri şeytandır. İşte sır saklamak herkesin kârı değildir ki, bir kulun kusurunu saklaya.
Sayfa 60 - Doğan Kitap 1.Baskı 2009 "Bozulmayan Yazı" adlı öyküden
Benzetmeler muazzam
Vapurun arkasında kocaman bir sürü köpük vardı. "Balıklar çamaşır yıkıyor, onun köpüğü" dedim babama, o zaman güldü işte. Gamze de havaya baktı, "Gökyüzünün yorganı yok" dedi, bulutlar yoktu ya o gün, onun için.
Sayfa 83 - Doğan Kitap 1.Baskı 2009 "Kaçak Vapur" adlı öyküden
Reklam
Yıllar önce o bakır leğende kendi çocukluğunu mu yıkamaktaydı bilmeden? Ellerinin kına kokusu vardı, ellerimde şimdi tütün kokusu. Bir halk türküsüdür annem, sabahları kalbimi tarar. Aynaların buğusunu gözleriyle aralar.
Sayfa 119 - Doğan Kitap 1.Baskı 2009 "Kendine Dönen Yüz" adlı öyküden
Mahir Emmi ile yarasa yavrularının cıbıl kalmalarının hikayesidir
Belkıs, bir gün Davutoğlu Süleyman'dan (ki, kendisi hem peygamber hem de padişahtır) kuş tüyünden saray istedi. Peki, dedi o garibim de, ne desin. Hemen kuşları topladı; dedi ki, böyleyken böyle... Yarasa hemen silkindi, tüylerim feda olsun, dedi. Baktılar ki, kör kuş yok. Haber saldılar gelsin diye. Kör kuş geldi. Sen ne diyorsun bu işe, dedi Davutoğlu Süleyman. Kör kuş dedi, benim de tüyüm feda olsun, yalnız sana bir şey soracağım. Sor, dedi. Dedi ki, şu an da dünyada kadın mı çok, erkek mi? Erkek çoktur, dedi. Neden Süleyman? Ben beni erkek bildiğim için, diye cevap verdi. Peki, dedi kör kuş; sen bir karının ağzına bakıp kuş tüyünden saray istiyorsun, sen karı ağızlı olmuşsun. Davutoğlu Süleyman şöyle bir silkindi; ya kör kuş, dedi, sen güzel konuştun, öyle ya, kuş tüyünden saray olur mu, bir rüzgar gelir, alır gider. Valla senin kafan büyük akıl dolu. Sen kör kuş değil, bey kuşsun. Onun böyle demesi üzerine kör kuş oldu bey kuş. Bu sözlere dikkat et efendi ağa; evet, yarasa kuşu da birdenbire cıbıl kaldı anasını satayım. Onun için cücükleri de cıbıldır. İnsanoğlu birbirine "Yahu yarasa kuşu gibi niye hemen silkindin, tüyünü döktün? der. İşte ilmin başı nedir? Sabırdır.
Sayfa 58 - Doğan Kitap 1.Baskı 2009 "Bozulmayan Yazı" adlı öyküden
"Meğer hiçbir şey öğrenememişim; nasıl yaşanır, nasıl ölünür..."
"Gençlik, ilk yağan kara benzer; çok yağar ama çabuk erir..."
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.