''2000 YILINA KADAR MÜBADİLLERİN TARİHİ VE YUNAN TARİHYAZIMINDAKİ YERİ'' ADLI MAKALEDEN:
*
''Eski, yeni rejim ve devletlerin, kimlik gruplarının ve uzun süredir Soğuk Savaş'ın buz tabakası altına gizlenmiş güçlerin tarih konusunda siyasal baskıları, yaşamım boyunca tanık olduğum en büyük boyutta. Ve modern medya toplumu, geçmişimize görülmemiş bir önem ve pazarlama potansiyeli verdi. Tarih, bugün gerçek geçmişi istemeyen, sadece amaçlarına uygun bir tarih isteyenler tarafından değiştiriliyor ya da uyduruluyor. Bugün tarihi mitolojinin büyük çağıdır. Tarihin profesyonelleri tarafından savunulması bugünün siyasetinde her zamankinden daha acildir. Bize ihtiyaç var.
Gelveri'nin ve etraf köylerin Türkleri, Mersin'e doğru giderken her geçtiğimiz yerden bizi yolcu ettiler. Kimileri Aksaray-Ereğli, kimileri Niğde-Ulukışla yolundan gittiler. Türkler susuzluğumuzu gidermek için bize ayran sunarlardı; dostlarımız bizi kucaklıyordu. Ağlıyorlardı ve bize, "Neden gidiyorsunuz? Bu güne kadar kardeş kardeş birlikte yaşıyorduk?" diyorlardı. Aksaray-Ereğli arasında arabalarla aile olarak bir arada giderken hızla bize doğru atını süren birini gördük.
Gelveri'nin muhtarı amcam Nikos Laskidis'e borcu olan Aksaray köyünden bir Türk'tü bu. Borcunu ödemek için parası yetmeyince amcama, "Geri kalanını Yunanistan'a göndereceğim," der. Amcam, "Helal olsun, istemiyorum!" diye cevap verir. Helal olmazsa öteki dünyada alacaklıların onları kovalıyacağına ve rahat yüzü görmeyeceklerine inanırlar. Bundan dolayı Gelveri'den ayrılacağımız günler yaklaştıkça gelip eski borçlarını, hatta dedelerinin ve dedelerinin babalarının bile borçlarını öderlerdi.
Yunanistan devletinin dilsel homojenleştirme siyaseti ve Türkçe konuşanların en kısa sürede yeni koşullara uyum sağlama ihtiyaçları tek dilli kültürü dayatıyordu. Türkçe konuşan Rum Ortodokslar nihayet Yunan diline geçiyordu, ama bu süreç uzun ve acılı olacaktı.
Gerçi Rum isek de Rumca bilmez Türkçe söyleriz,
Ne Türkçe yazar okuruz ne de Rumca söyleriz,
Öyle bir mahludi hatt-ı tarikatımız vardır,
Hurufumuz Yunanice, Türkçe meram eyleriz.
İLBER ORTAYLI
*
Yakın tarihte nüfus mübadeleleri olmuştur. Bunlar genellikle, ana unsurdan sayılan bir kavmin sınırlarını aniden değiştiren savaş ve ardından gelen sözde bir barışla komşu ülkede kalması neticesinde ortaya çıkar. Bazı halde, bu barışla birbirinden ayrılan topluluklar karşılıklı olarak iki devlet arasında değiştirilir. Bu zorunlu
Sürüp giden ve gidecek çalışmalardan birinin de, arşiv belgeleriyle Küçük Asya Araştırmaları Merkezi'nde korunan mübadil tanıklıklarının birbirlerini bütünleyecek biçimde ele alınmaları olduğunu belirtmem gerek. Anadolu'da Karamanlılar, Yunanistan'da mübadiller olarak bilinen bu insanlara ait tanıklıkların yorumlanması, en az resmi arşivler
Yunanistan devletinin dilsel homojenleştirme siyaseti ve Türkçe konuşanların en kısa sürede yeni koşullara uyum sağlama ihtiyaçları tek dilli kültürü dayatıyordu. Türkçe konuşan Rum Ortodokslar nihayet Yunan diline geçiyordu, ama bu süreç uzun ve acılı olacaktı.
Στη Αλάνια, απέναντι σχεδόν από την Κύπρο, μια πλάκα πάγκου ζαχαροπλαστείου, αποκαλύφθηκε, 138 χρόνια μετά, ότι ήτανε ταφόπλακα πλούσιας τουρκόφωνης ρωμηάς. Ας διαβάσουμε στα καραμανλήδικα, την ελληνοκαραμανική επιγραφή:
“Bu kabirde bulunan, kençliğine doymayan, muradına ermeyen, atalarının belini büyken, Hacı Elefterios oğlu, Paraskeya kerimesi rahmetli Maria 1 Kasım (Novembr) 1867 tarihinde deblid olup, 1881 Yulio (Temmuz) 18 tarihinde emri darı Pağa olup, fani dünyadan ebedi ömre niyaz eyledi. Kiraat iden rahmet eylesin.”
Αυτή που βρίσκεται στον τάφο αυτόν, που δεν χόρτασε τα νιάτα της, που δεν εκπλήρωσε τους πόθους της, κόρη του Παρασκευά, γιου του χατζή Ελευθέριου, η μακαρίτισσα Μαρία, που γεννήθηκε την 1η Νοεμβρίου 1867, στις 18 Ιουλίου 1881, από τη θνητή βιοτή μετοίκησε στην αιώνια ζωή. Ο αναγνώστης ας την μακαρίσει.
KULAVUZ OLACAK REİS KALMADI
VI
Muhacir Sedası bağırır heman
Tozdan dumandan okunmaz ferman
Perüşan olmuşuz biz pek yaman
Davamızı faslidecek kadi kalmadı.
Bakınız kış kapuya dayandı