4.7/10
3 People
22
Reads
0
Likes
572
Views

About

Title:
Bulgar Yazar, Seyyah
Birth:
Samakov, Bulgaristan, 25 August 1877
Death:
Sofya, Bulgaristan, 26 September 1945

Readers

22 readers read.
10 readers will read.
Reklam

Quotes

See All
Bugün de hava, İstanbul'da bulunduğumuz süre içindeki bütün günlerde olduğu gibi güzeldi. Sakin esintiden suyun üzerinde küçük dalgalar titreşiyordu. Eski İstanbul'un minareleri cesur ve zarif şekilde mavi semaya saplanıyordu, bunların altında ise kademeli şekilde evler aşağıya salınıyor ve ta deniz kıyısına iniyordu.
[1877-1878] Rus-Osmanlı Savaşı'ndan önce İstanbul'daki Bulgar kolonisi yaklaşık 40 bin kişiyi* buluyormuş; soydaşlarımız tüccar, zanaatçı ve başka mesleklerde iştigal ediyorlarmış, dolayısıyla padişahın payitahtındaki farklı unsurlar arasında Bulgarlara sıkça rastlamak mümkünmüş. *İmparatorluk unsuru Bulgarların İstanbul'da iktisadi yükselişinin 19. yüzyılın 30'lu yıllarından itibaren başladığı görülüyor. Bu sürecin başlangıcında Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması yatıyor (1826). Yenilenecek orduya Avrupai üniforma giydirmeyi amaçlayan II. Mahmud'un abacı ustalara ihtiyacı doğunca, ilk Bulgar terziler İstanbul'a geliyor. Yüzlerce abacı ustası, kalfa ve çıraklarıyla beraber, eski bir kervansaray olan Ambar'a yerleşerek sabahtan akşamın geç saatine kadar kaba abadan Osmanlı ordusuna giysi dikiyorlar. Tanzimat'ın ilanıyla (1839) imparatorluğun farklı noktalarından payitahta akın eden Bulgarların çok kısa sürede abacılık, kaytancılık, şayakçılık, dericilik, celeplik, kasaplık, fırıncılık, tatlıcılık, dülgerlik, sütçülük, yoğurtçuluk, börekçilik, bahçıvanlık, kaymakçılık, seyislik, faytonculuk gibi 25'in üzerinde zanaat ve mesleği adeta tekeline aldıkları ileri sürülüyor. (Bunun üzerine İstanbul Bulgarları arasında, "Payitahtı biz besliyor ve giydiriyoruz" sözü yaygınlık kazanıyor.
Sayfa 48 - İstanbula Seyahat. Yolculuk Notları ve İzlenimleri, Kitap Yayınevi, Aralık 2019, İstanbul, [ISBN: 978-605-105-195-6]Kitabı okudu
Reklam
"Bir yazarın, İstanbul'un büyülü görüntüsünü tasvir etmeye kalkışması demek, Avrupalı seyyah, turist ve şairlerin bu dünya payitahtının eşsiz güzellik ve yücelikteki konumu hakkında söylediklerinin milyonuncu defa tekrarlanması ve gene de onu ziyaret etmemiş ve görmemiş olan biri için çok az şey söylemiş olması anlamına geliyor. Bir taraftan doğa kaprisli hayal gücüyle, diğer yandan özgün şark mimarisi vasıtasıyla insanoğlu, bu yüksek kıyı ve mavi dalga birleşiminden gözlerimiz için bir mucize yaratmış. Daha güzel şehirler kuşkusuz ki var, ama böylesine büyülü ve sihirli başka bir şehir yok derken aslında birçok şey ifade etmiş oluyorum."
İvan Vazov
İvan Vazov
Sayfa 76 - İstanbula Seyahat. Yolculuk Notları ve İzlenimleri, Kitap Yayınevi, Aralık 2019, İstanbul, [ISBN: 978-605-105-195-6]Kitabı okudu
Bugün beşeri ellerin hüneriyle yeryüzü cennetine dönüştürülen ve hali vakti yerinde olan İstanbul sakinlerinin neşeli günler geçirdikleri bu fevkalade güzel ada, keza komşusu Heybeli, Bizans döneminde terk edilmişlik ve hüzün fışkıran birer toprak parçasıymış. Bunlar sürgün yerleriymiş. O zaman burada yerleşim falan yokmuş, sivil yapılar hak getire, ama sadece sükunet için manastır hücreleri varmış ki bunlarda rahip cüppesi altında tahttan alaşağı edilen imparatorlar, sürgün kodamanlar ve siyasi darbe kurbanları gölgeler gibi dolaşıyorlarmış. Bu adalara gönderilen herkes ebediyen hayattan kopuyormuş.
Sayfa 45 - İstanbula Seyahat. Yolculuk Notları ve İzlenimleri, Kitap Yayınevi, Aralık 2019, İstanbul, [ISBN: 978-605-105-195-6]Kitabı okudu
Böyledir bu..
Bulgar çarlarının İstanbul'a el koyma çabaları, bu şehrin önemini iyi kavradıklarını gösteriyor, ayrıca ona hakim olanın, bütün Karadeniz havzasında, hatta Anadolu'da hüküm süreceğini ve bütün Balkan Yarımadası'nın yazgısını etkileyeceğini biliyorlardı. Bu, Bizans İmparatorluğu döneminde böyleydi, Türk padişahlarının azameti altındayken de böyleydi, hatta bugün de böyle.
Sayfa 19 - İstanbula Seyahat. Yolculuk Notları ve İzlenimleri, Kitap Yayınevi, Aralık 2019, İstanbul, [ISBN: 978-605-105-195-6]Kitabı okudu

Updates

See All
Henüz kayıt yok

Comments and Reviews

See All
Reklam
86 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 6 hours
1907’nin Eylül ayı başlarında, Bulgar kadın yazar Evgenia Mars, diş hekimi kocası Dr. Mihail Elmazov ve ülkenin milli şairi Ivan Vazov Sofya Garı'ndan kalkan trenle Osmanlı' nın başkentine ulaşıyorlar. Ve bu gezinin notlarını Evgenia Mars, Ivan Vazov'dan aldığı cesaretle 1909 yılında kitaba dönüştürüyor. 2019 yılında Prof. Dr. Hüseyin Mevsim tarafından Türkçe'ye çevrilen ve “Abdülhamid İstanbul’unda Bir Kadın Seyyah” ismiyle Kitap Yayınevi tarafından yayımlanan eser, Sunuş ve Seyahat, Boğaziçi, Suriçi veya Eski İstanbul, Prinkipo, Evlogi Gerogiev Bulgar Hastanesi ve Bulgar Ruhban Mektebi, Bedesten ve Taksim, Bulgar Erkzarhlığı, Altın Boynuz, Selamlık ve Galata Mevlevihanesi olmak üzere on bölümden oluşmaktadır. Evgenia Mars tabi ki milliyetçilik duygularının etkisiyle, bir çok yerde Osmanlı'yı aşağılasa da, bir gezi kitabı olarak bence çok etkileyici yazmış. Dönem İstanbul'unu gözünüzde canlandırabilir ve sanki siz de orada geziyormuş hissini tadabilirsiniz. Ki benim gibi İstanbul aşığı (tabi yaşamak için değil gezmek için sadece) biri bu kitabı okumasam yazık olurmuş. Tavsiye ederim.
Abdülhamid İstanbul'unda Bir Kadın Seyyah
Abdülhamid İstanbul'unda Bir Kadın SeyyahEvgenia Mars · Kitap Yayınevi · 201922 okunma
86 syf.
6/10 puan verdi
Yazar Mars, 1907 yılında Doktor eşi ve Bulgar edebiyatının güçlü sesi Vazov ile birlikte İstanbul'a 10 günlük bir seyahate çıkar. İstanbul'un önemli tarihi, sosyal ve Bulgarların olmazsa olmaz mekanlarını ziyaret eder. Eser, Bulgar bir kadının elinden çıkan ilk seyahatnamedir. Eserlerdeki samimiyet, adanmışlık dikkat çekmektedir. Türklere, Abdülhamid'e olan nefret neredeyse her satıra yansımıştır. Bulgar kadını ile Türk kadınını karşılaştırdığı satırlar ilginçtir. Konuya ilgi duyanlar için önemli bir eserdir diyebiliriz.
Abdülhamid İstanbul'unda Bir Kadın Seyyah
Abdülhamid İstanbul'unda Bir Kadın SeyyahEvgenia Mars · Kitap Yayınevi · 201922 okunma
86 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 hours
Evgenia Mars, 20. yüzyılın hemen başında ziyaret ettiği Osmanlı payitahtını durgun, cansız, solgun. yoğun bir kasvet ve hüzün saçan bir yer olarak görüyor. Hüznün kaynağını bazen şehrin gerçek sahipleri ola­ rak görülen sokak köpekleri ve her adım başı karşınıza çıkarak ölümü çağrıştıran mezarlıklar oluşturuyor. İstanbul'u kasvetli ve yavan kılan bir başka etken, kültür ve sanat mekanları, park ve eğlence yerlerinden yoksun oluşunda yatıyor. Payitahtın üzerine çöken hüzün bulutlarının nedenleri arasında, koca imparatorluğun içinde bulunduğu siyasi, iktisadi ve toplum­ sal statüko görülüyor. Mars'ın İstanbul'u hüzünlü ve iç karartıcı bir şehir olarak algılaması, esiri olduğu önyargılı yaklaşımında ve tarihi gerçekleri kabullenememesinde yattığı da aşikar.
Abdülhamid İstanbul'unda Bir Kadın Seyyah
Abdülhamid İstanbul'unda Bir Kadın SeyyahEvgenia Mars · Kitap Yayınevi · 201922 okunma