Orta sınıf bir ailenin çocuğu olarak İstanbul’da doğan Ezgi, park ve yeşilliklerin bol olduğu kreşlerde mutlu bir çocukluk geçirdi. Beton bahçeli ilkokulunda düşe kalka büyüdü. Ortaokulda da oyun oynamasına izin verildi, ama lisede hareketli teneffüs saatleri yerini, üniversite sınavı stresi ve çoktan seçmeli şıklara bıraktı. Hayalindeki üniversitede çok sevdiği tarih bölümünde okudu. Gitgide oyun oynamayı, gökyüzüne bakmayı unutan bir yetişkine dönüşüyorken kitapçının birinde çocuk kitaplarını keşfetti. Şimdilerde çocuk kitaplarıyla haşır neşir. Aynı zamanda okullarda, kütüphanelerde çocuklarla atölye çalışmaları yapıyor. Bol bol resimli kitap okuyan Ezgi, her akşam göğe bakıyor ve ejderhalara inanmaya devam ediyor. En büyük korkusu, bir sabah uyandığında kendini gerçek bir yetişkin olarak bulmak.
İnsan haklarının, hayvan haklarının ve çocuk haklarının ilk maddesi "yaşam hakkı"dır. Yani yaşamak, canlının en doğal, doğuştan gelen hakkıdır ve anayasa, hukuk ile korunur.
Bir de ben üstüme iş almaya, kendime yeni işler çıkarmaya bayılıyorum sanırım. Sanki yapmam gerekenler listesi azmış gibi sürekli yeni işler ediniyorum, sonra da altında eziliyorum.
Memleketin yangın yeri gündeminde neredeyse 2 yıldır her olayda ölmüyoruz belki ama yaşama sevincimiz azalıyor umudumuzu kaybetmemeye çalışıyoruz ama eskisi gibi de kalamıyoruz işte…
Eğer şehirde yaşıyorsan ve çocuksan hayat bazen hiç kolay değildir. Şehirde çocuk olmak,boyunu aşan yüksek binalar,kocaman otobüsler ve dev gibi insanlar arasında kalmak olsa da bazen
karşına bir sürpriz çıkar ve şehir güzelleşir…
Her ay annesiyle dünya haritasında gözleri kapalı bir yer seçip, o ülkeden kitap bakıp sipariş eden bir kız çocuğu hayal edin. O güzel annenin güzel kızının güzelce bekleyişini düşünün. Rengarenk bir kitabın okuyucusuna kavuşmak için güzel heyecanını, merakını, yolda başından geçen aksilikleri ve tatlı endişelerini üstüne koyun. Bir de pamuk şeker tadında çizimlerini (net olmayan, tablo benzeri çizimler her çocuğun ilgisini çekmiyor) hesaba katarsak peri masalı gibi bir kitap olmuş. Özellikle kitaba dair konusuna ve örnekliğine bayıldım.
Kitabı çok beğendim. Her insanın bu bakış açısına ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Hem çocuklar, hem de yetişkinler okumalı. Artık belli kalıplardan çıkma zamanımız geldi.
Renk renk, çeşit çeşit mantarların hikayesine kulak verelim bugün.
Sık ağaçların bulunduğu bir ormanda;patikada,ağaç köklerinde birbirinden güzel ve farklı mantarlar oluşurdu.Mutlulukla çoğalan,beslenen,yikanan mantarlar zamanla insanların onları plastik poşetlere koymasından,doğaya ettiği yanlış müdahalelerden rahatsız olmaya başladı.Ve kendilerince bir plan yapıp insanlara durumu fark ettirmek istediler.Başarılı oldular mı dersiniz?
Canlılar doğasına aykırı bir şeye maruz kaldığında beklenmedik tepkiler verip bizleri uyarıyor.Doğa her gün isyan ediyor.Duymasını,görmesini bilene.
Hindistan'daki küf mantarlarından esinlenerek yazılmış hikaye kitabımız.Ezgi Berk'in kalemine Pelin Turgut'un pastoral tonlardaki illüstrasyonları eşlik etmiş.
Farklı mantarların isimleri ve birbirinden güzel görsellerinin minik okuyucuların dikkatini çekeceğini düşünüyorum.
Keyifli okumalar