2 Mayıs 1962 Roma doğumlu yazar, 2006 yılında yayımladığı ilk romanı Flue ile 2007 yılında Vittorini Ödülü’nü kazandı.
Stassi, çeşitli gazete ve dergilerde sürdürdüğü çalışmaların yanı sıra güfte çalışmaları ile de dikkat çekmiş ve katkıda bulunduğu bazı eserler çeşitli ödüllere layık görülmüş bir yazar.
Romanlarını Viterbo, Ort eve Roma arasında seyahat ettiği trende yazan Stassi’nin en son eseri, L'ultimo ballo di Charlot, Türkçe de dahil olmak üzere toplam 19 ayrı dilde yayınlanacak. Campiello Ödülleri finalisti ve ayrıca çeşitli yerel ödüllerin sahibi olan bu eserin Türkçe nüshası ise yayınevimiz tarafından Charlie Chaplin’in Son Dansı adıyla yayımlanacak.
Ben, tersi yüzünde, tepetaklak yaratılmış bir varlığım. Sahnede size sırtımı döndüğüm zaman, bir yüz kadar anlamlı bir şeye bakıyorsunuz. Benim düzüm, tersimdir.
Charlie Chaplin'in yeri bende her daim ayrıdır. Hayatıma tiyatro ile girdi. İkisi de hayallerimin yapı taşlarını oluşturur diyebilirim. Bana hep O'nu neden bu kadar sevdiğimi sorarlardı. Cevap veremezdim; oyunculuğunu seviyorum sanırım derdim. Ya da, mutluluğunu, sempatikliğini ve yüzünden eksilmeyen gülüşünü derdim. Soranlara sebep arardım,
Charlie Chaplin'in hayatını gözler önüne seren kitap.Charlie annesini akıl hastenesine yatırmak zorunda kalır yoksulluk içinde geçen çocukluğu onun hayatta hiçbir zaman peşini bırakmayacak ve filmlerinde bunları görüceğiz Şarlo bir serseridir ve bu onu en çok kazanan aktör yapmıştır herkeze ulaşmak ister o ve sessiz film yapar çünkü dünyanın yalnızca ABD olmadığını düşünür ve tüm dünyaya ulaşmak ister.
Yazarın okuduğum ilk kitabı. Ama baş karakter hepimizin bildiği ve benim aşırı ilgi duyduğum,"kahkahsız birgün harcanmış bir gündür." Sözünü hayat mottom yaptığım ve daha nice sözünü ilkem yapacağım Charlie Chaplin'dir. Bu kitapta hayatına bazı kısımları kurgusal da olsa tanıma fırsatı bulduğum için çok mutluyum. Sefil bir hayatın içinden çıkıp yer yer yönetmenliğini ve oyunculuğunu üstlendiği oyunlarıyla ; Avrupa tiranlarına, soytarilarina, burjuvazizim sistemin yaptığı hataları, yergileriyle okkalı bir tokat gibi suratlarına vurmuştur. Ve bu konu hakkında kitapta bir örneğine yer verilmiş.
"Komedi benim gibi solcudur. Frank Capra’nın söylemeyi pek sevdiği gibi: Zorbaların suratına kapı kapatır; zayıf ve savunmasızlara ise –sadece küçük bir tebessüm kadar bile olsa- kapı açar. Ve bizi gözlerimizden yaşlar akıtana kadar güldüren şey, beklentimizin tersine dönmesine inanamayışımızdır.
Evet yukarıda belirtiği gibi " Zorbaların yüzüne kapı kapatır " yani şuan içinde bulunduğumuz sistemden bahsetmiş. Günümüzde de yapılan mizahlar, zulalarında bekleyen ve yazgılarının başkasının elinde olmasından rahatsız olmayan gürühlara,dalkavuklara verilmiş güzel bir cevaptır.++++++