Fatih Artvinli sözleri ve alıntılarını, Fatih Artvinli kitap alıntılarını, Fatih Artvinli en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Coşku ve heyacanı kontrol altına almak için on veya on iki saatlik uzun banyolar uygulanması, ilk yıllarda başvurulan tedavilerdendir. Türk hamamı dışında, bimarhanede, Fransa ve Belçikada’ki tımarhanelerde karşılaşılan türden kapaklı küvetler/fıçı banyolar [baignoires couvercles] bulunmaktadır
Mecanine dağıtılmak üzere Reji İdaresi’nce her ay meccanen gönderilmekte olan 440 paket tütünden günde ancak 14 paket dağıtılabildiği ve hâlbuki mevcudun dörtte üçü tütün içmekte olduğundan hasta başına bir sigara bile isabet etmediği ve bundan dolayı her gün tabiplerin vizitelerini işgal edecek derecede müracaat ve şikâyetler olduğu Bimarhane Sertababeti’nin bildirmesi üzerine, Reji İdaresiyle görüşülerek meccanen verilmekte olan tütün paketleri 600’e çıkartıldı ve bundan başka gereken diğer 600 paketin de asakir-i Osmaniye’ye [Osmanlı askerlerine] verilen fiyat üzerinden yani bir paketi 10 para üzerinden alınması sağlandı.
Toptaşı Bimarhanesi’nde, kendisine ya da çevresine zarar verme düşüncesi (homicide ve suiside) bulunan hastalar için, zincir usulü terk edildiğinden gömlek kullanılmaktadır. Bazı durumlarda ise Reil kayışı ya da kemeri adı verilen tespit
mekanizması kullanılmaktadır. Bu yolla hasta bir yatağa sabitlenerek hareketsiz kılınmaktadır.
Bimarhane’nin İngilizce karşılığı asylum Fransızca karşılığı ise L’asile’dir. Fransızca L’asile kelimesi sığınılan yer anlamındadır. Avrupa dillerinde akıl hastalarının kapatıldığı, muhafaza edildiği yer anlamında kullanılan kavramın Osmanlıca tam karşılığı melce-i mecanin (delilerin sığındığı yer)’dir.
Vizit sırasındaki her türlü itaatsizlik, derhal bir duş-banyosu ile bastırılmakta; bu aynı zamanda müessesenin disiplin ve kurallarına henüz uyum gösterememiş olan yeni gelen hastalara karşı caydırıcı bir unsur olarak kullanılmaktadır.
Bilimin ışığı Osmanlı İmparatorluğunu daha parlak ışınlarla bezediği vakit hiçkuşkusuz delinin zincirleri kırılacak ve yabancılaşmış aklın kendine uygun tahtına tekrar oturacağına dair umut veren bir durum yaratacaktır.”
Batı Avrupa ve Amerikada ondokuzuncu yüzyıl boyunca, akıl hastanelerinin hızla çoğalması olgusuna Osmanlı devleti örneğinde rastlanmamaktadır. Hatta yirminci yüzyıla kadar genel olarak diğer sağlık kurumlarında bir artış gözlense de özel olarak akıl hastaneleri inşasının gerekliliğine dair tartışma bile cılızdır.
Sultan Murad meselesinin İkinci Abdülhamid’i ve onun delilere, deliliğe ve tımarhaneye bakışını etkilediği öne sürülebilir. II. Abdülhamid, V. Murad’ın müptela olduğu cinnetten iyileşebileceğine dair bir korku ve endişeye sahipti.