Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Fatih Artvinli

Fatih ArtvinliToptaşı Bimarhanesi yazarı
Yazar
10.0/10
2 Kişi
8
Okunma
6
Beğeni
350
Görüntülenme

Fatih Artvinli Sözleri ve Alıntıları

Fatih Artvinli sözleri ve alıntılarını, Fatih Artvinli kitap alıntılarını, Fatih Artvinli en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Reklam
Meczup ile deli arasındaki ayrıma yönelik en anlamlı tanım şudur: akıl adamı terk ederse “deli”; adam aklı terk ederse “meczûb” olur.
Bir ulusun pratikteki hayırseverliği entelektüel gelişimi nispetinde bir standarda sahiptir.
'Deli, kötek ile uslanır’ denilmesi lâ-ya’kılane [akılsızca] bir sohbet [söz] imiş”
Çocuklarının kaybolması neticesinde aklını yitiren kadına balmumundan yapılmış küçük çocuk heykelcikleri, aşırı zengin olma hülyasıyla aklını yitirenlere kalay ve kurşundan mamul madeni paralar verilir.
Reklam
İkinci Abdülhamid dönemi “istibdad” tartışmalarında sıklıkla dile getirilen Sultanın kuşkucu, baskıcı ve yasakçı yönetim anlayışının, psikiyatrinin gelişimine ket vurduğu, bimarhanenin ıslahının bu yüzden gerçekleştirilemediği iddia edilebilir; fakat unutulmaması gereken nokta, bu düşüncelerin tamamının İkinci Meşrutiyet sonrası ortamında yazıldığı bir kısmının da Cumhuriyet sonrasında kaleme alındığı; yani önemli ölçüde siyasi konjonktürün ürünü olarak hâlihazırdaki siyasal düşünceyi bu anlamda “ilerici” ve meşru kılan özellikleri barındırdığı göz ardı edilmemelidir.
Sayfa 137Kitabı okudu
İstanbul’da koleranın hüküm sürdüğü sırada mecanine kaynatılmış iyi su içirilmiş, kızarmış ekmek verilmiş, yiyecek ve giyeceklerine her zamankinden daha fazla itina edilip temizliğe azami dikkat gösterilmiş ve bu tedbirler sayesinde bimarhanede kolera vakası görülmemiştir.
Sayfa 139Kitabı okudu
Yine Mazhar Osman’a göre, II. Abdülhamid “mecnunlardan son derece ürkerdi”
Sayfa 133Kitabı okudu
Hastayı sakinleştiren, uyutan ya da uyuşturan ilaçlar da kullanılırdı. Örneğin, afyon ve lüffah (adamotu) koklatılır; marul ve nilüfer suyu kaynatılıp natul yapılarak içirilirdi. Mâl-i hülya hastasının erken tedavi edilmezse iyi olmayacağı ileri sürülürdü.
Sayfa 121Kitabı okudu
Reklam
Bimarhanedeki akıl hastalarına verilmek üzere satın alınan malzemenin önemli bir kısmı bitkisel ecza [drog] lardır. Eczaların bir kısmı, “ruh”, “su” “hulasa”, “yağ” gibi işlenmiş halde, bir kısmı “merhem”, “yakı” gibi hazırlanmış ilaç şeklindedir.
Sayfa 122Kitabı okudu
"Şunu da ilaveten arz etmek isterim ki devr-i istibdad garabetinden olmak üzere mecanine ve mecanin ile münasebetde bulunanlara bir nazar-ı nefretle bakılır ve onlardan mümkün mertebe kaçınmak istenilirdi.”
Sayfa 135Kitabı okudu
Bir iki aydır biz değiştik, büsbütün başka bir âlem olduk. Eskiden ağırbaşlı, utangaç, mütevazı, mergümgirizdik, kendimizi herkesten âciz ve beceriksiz görürdük. Şimdi hepimiz aslan kesildik.
Sayfa 131Kitabı okudu
Bunlardan başka kadın hastaları hafif el işleriyle uğraştırmak, meşgul etmek, mecaninden zararsızlarını özellikle yazın arasıra hademelerin gözetiminde gezmeye çıkarmak, yemek vakitlerinde trampet çaldırmak, bir şikâyetname sandığı [şikayet kutusu] yaptırılarak kapıya asmak, bimarhanede bir uzman masör yetiştirmek, ayda bir iki defa emraz-ı akliyeye dair arzu edenlere konferanslar vermek için bimarhanede bir konferans salonu yapmak hususları da bimarhane tıp ve idari heyeti tarafından arzu edilmekte, bir kısmı mecaninin sıhhatlerine kavuşması diğer bir kısmı ise “tekamül ve teceddüd” [gelişme ve yenilenme] ile ilgili olan işbu düşüncelerin bir an evvel fikirden eyleme geçmesi için uğraşılacaktır.
Sayfa 142Kitabı okudu
Osmanlı Devleti’nde tıp fakültelerinde, “akliye” konuları dahiliye dersleri içerisinde “asabiye” adı altında nöroloji ile birlikte anlatılıyordu
Sayfa 126Kitabı okudu
33 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.