Hastaneler; kulları, yaratıcısına yaklaştıran yerlerin başında gelirdi. En çok duaya duran eller burada açılırdı. Alınların secdeye vardığı, adakların en çok adandığı... Ayrıca acılardan akan gözyaşları da yine en çok buralarda akardı. Omuzlarındaki yükü ağırdı yani.
"Söyle bakalım senin bu herif ne diye çalışmıyor? Onun kabuğu Çin örmesi mi yoksa?"
"Ahh gardaş ahh! Sorma başıma neler geldi neler. Yani onun başına neler geldi neler."
"Neler gelmiş?"
"Ne meraklı olan çıktın anam! Bir şeyi de sormayı ver."
"Uzandı kendisine uzanan ellere ve trene bindi. Eski yerine, cam kenarına geçip oturdu. Minik serçe, gözlerini andıran gökyüzünde özgürce süzülüyordu. Bakışlarını yere indirdiğinde herkes orada, camın ardından kendisine el sallıyordu.."