Fatma Turğay

0.0/10
0 People
1
Reads
2
Likes
1,060
Views

About

Readers

2 readers liked.
1 readers read.
3 readers will read.
Reklam

Quotes

See All
Sühreverdî’ye göre cismânî âlem misâl âleminin gölgesi olduğundan, unsûrî âlemde olan her şey, bu âleme inmeden önce misâl âleminde kayıtlıdır. Bu durumda, his âleminde mevcut olan her şey, nasılsa o şekilde, heyetleriyle birlikte feleklerde mevcuttur ve orada nakışlanmış (menkûş) biçimde bulunur.
Sühreverdî’nin ifadesiyle marifet olmaksızın muhabbet, muhabbet olmaksızın aşk ortaya çıkmaz.
Reklam
Bu âlem yoluyla tüm nübüvvetin vaatleri tahakkuk eder: Cennet ehlinin nimetleri, cehennem ehlinin azapları, tüm cismânî lezzet çeşitleri ve elem sınıfları. Çünkü nefsin tasarruf ettiği misâlî beden, tüm zâhirî ve bâtinî hislerde hissî beden hükmündedir. Onda idrak eden şüphesiz nefs-i nâtıkadır. Tek fark; cismânî aletle idrak ederken misâl âleminde karaltı (şebhiyye) aletiyle idrak eder.
Kutbuddin ŞiraziKitabı okudu
Nefis, karanlık şeylere tutkunsa (‘âşık), yani cismânî şeyler ve şehvânî karanlıklar onda yerleşik bir hal almışsa, geldiği asıl yurdu (me’vâhu) bilmiyor; nûrlu cevherler hakkındaki bilgisizliği nedeniyle onlardan ürküp kaçıyor; karanlığa meylediyor ve ona yakınlık duyuyorsa, bedeni öldüğünde (infisâd) de şevki bu kez onu aşağıların aşağısına (ilâ esfel-i sâfilîn) çeker. Bu çekim, onun bedenle birlikteyken kazandığı ve onu nûrlar âleminden uzaklaştıran kötü heyetlerden kaynaklanır. Sonuçta onun kazandığı kötü ahlâkî özellikler, yine bu ahlâkî özelliklere uygun bir bedene çekilmesine neden olur. 175
Tanrı’nın varlığından ziyade O’nun birliğini açıklamaya yönelen Sühreverdî için O’nun biricik/tek (vahdânî) olması; O’nda bir şartın ya da zıddın olmaması, O’na etki edecek, değiştirecek ya da ortadan kaldıracak bir şeyin bulunmaması demektir. Zira bir şeyin mürekkep olması, bu parçaları biraraya getiren bir sebebe, bir şarta ya da onu ortaya çıkaran zıddına ihtiyaç duyar. Bir şeyin şartının ve zıddının olması, bir şeyi ortaya çıkardığı gibi onu ortadan kaldırma gücüne de işaret eder. Oysa O’nun kendiyle kâim, hep varolan, ezelî ve ebedî olması da basitliğiyle ilgilidir. 75

Updates

See All
İşraki Felsefeye Misal Aleminden Bakmak
Giriş İslâm felsefe geleneği, âlemi hiçbir zaman tek düze ve fizik nesnelerden oluşmuş tek boyutlu bir düzlemde değerlendirmemiş; 'yaratılmış varlıkların tümü' ifadesiyle onu bir bütün içinde ele alarak metafizik anlayışı gereği, hem dikey hem de yatay bir varlık alanı olarak görmüştür. Bu görüşe göre âlem; fizik ve metafizik âlem ya da Kur'an-ı Kerim'den mülhem; şehâdet-gayb/mülk-melekût âlemi olarak genellikle çift kutuplu olarak açıklandığı gibi, eskatolojik vurgusuyla dünya ve âhiret âlemi olarak da ifade edilmiştir. * * Süleyman Hayri Bolay, "Âlem", Dİ A, II (İstanbul 1989), s. 357-360; İlhan Kutluer, "Fizik Varlığın Ötesinde: Gayb Kavramı Felsefî Açıdan Nasıl Ele Alınabilir?", Kur'an ve Tefsir Araştırmaları IV: İslâm Düşüncesinde Gayb Problemi-II (11-12Ekim 2003), ed. Bedrettin Çetiner, İstanbul, Ensar Neşriyat, 2004, s. 216-217.
İşraki Felsefeye Misal Aleminden Bakmak
İşraki Felsefeye Misal Aleminden Bakmak

Comments and Reviews

See All
Reklam
Henüz kayıt yok